Güneşin yüzünü daha az gördüğümüz, hava sıcaklığının aramızdan ayrıldığı şu günlerde, çoğumuzda bir miskinlik hakim. Eğer sen de çoğumuz gibiysen, yeni şeylere başlayıp bırakma ve sonra tekrar başlama veya başlayamama arasında düzenli gezintilere çıkarsın. Her liste yaptığında, ”Bu sefer şu koşuyu gerçekten düzenli yapacağım” diye kendine telkinde bulunur, sonra kendine anlattığın hikayeleri unutursun. Biliyor musun, hiçbirimiz sıradan sonuçlar elde etmek için kolları sıvamayız. Harekete geçtiğimizde yakınlarımıza “sadece sağlıklı olmak” veya “biraz forma girmek” için egzersiz yaptığımızı söylesek de; bizi motive eden temel sürücüler umutlarımız ve korkularımızdır aslında. Belki hayalimizdeki fiziğe kavuşmak veya yarışlarda dereceye girmek, belki de doktorumuzun spor yapmazsak başımıza geleceklere dair yaptığı uyarılardır bizi teşvik eden. Şöyle demeyiz örneğin: “Koşmaya başlayıp bir senede 15 kilo verip, sonra üç ayda tüm kaybettiğim kiloları faizi ile geri almak istiyorum.” İnan, bundan farklı bir seyir izlemek mümkün.
Öncelikle, amacın ne olursa olsun, iyi bir planla yola çıkarsan başarıya ulaşma ihtimalin artar. Bu yüzden bazı teknik koşulları anlaman gerekiyor. İddialı bir hedefi örnek alalım; diyelim ki şu anda birkaç kilometre koşabiliyorsun ve 2015’te ilk maratonunda yarışıp tamamlamak istiyorsun. Kafanda deli sorular var: Yapabilir miyim? Haftada kaç gün ve kaç kilometre koşmalıyım? Nasıl beslenmeliyim? Nasıl ekipmanlara yatırım yapmalıyım? Cevaplarını bulmak gözünde büyüyor olmalı. Çok haklısın. Tüm cevapları tek bir yerde bulmanın zor olması bir yana, her kafadan farklı sesler çıkması da işini kolaylaştırmıyor.
