Türk Kadınının Kalbi Alarm Veriyor

Untitled-1

Önlem alınmazsa tarihte ilk kez, sonraki nesil bir öncekinden daha kısa yaşayabilir!

Toplantıda yaptığı konuşmada Türkiye’deki koroner kalp rahatsızlığına bağlı ölümlerin en sık ölüm nedenleri arasında olduğunun altını çizen Prof. Dr. Lale Tokgözoğlu, “Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre “iskemik kalp hastalığı” 2030 yılına kadar dünyadaki en önemli mortalite sebebi olacak. Türkiye’de ani kalp krizi geçiren kişilerin bu kriz sebebiyle 1 yıl içinde ölüm oranı %32. Bu oran Avrupa ortalamasının bir hayli üstünde. Koroner kaynaklı ölümlerde Avrupa ülkeleri arasında erkeklerde ikinci, kadınlarda ise ilk sırada yer alıyoruz. Bu, ivedilikle çözmemiz gereken bir sorundur. Dünya sağlık örgütü’nün öngörülerine göre eğer önlem alınmazsa tarihte ilk kez bir sonraki nesil bir öncekinden daha kısa yaşama ihtimaline sahiptir. Sanayi devrimi ile dünyada sağlıksız yağ ve rafine şeker tüketimi artmış, lif alımı azalmış, sağlıksız pişirme teknikleri ve fast food türü besinlerin tüketimi artmıştır. Bunun yanısıra modern yaşamın getirdiği hareketsizlik ve stres gibi faktörlerin de olumsuz etkileri eklenmiştir. Bilim, tıp ve teknolojideki gelişmelerle insan ömrünün giderek uzaması beklenirken sişmanlık, şeker hastalığı ve kalp damar hastalıklarındaki önlenemez artış elde edilen kazanımları yok edecektir.” ifadelerini kullandı.

Kalp sağlığı için ideal rutin: haftada 5 gün, yarım saat yürüyüş

Toplantıda açıklamalarda bulunan Türk Kardiyoloji Derneği’nin Önceki Başkanı Prof. Dr. Lale Tokgözoğlu, Türkiye’de her yıl ani kalp krizine bağlı olarak 100 bin civarında ölüm meydana geldiğini belirtirken, bir kez kalp krizi geçiren hastanın yeniden kalp krizi geçirme riskinin sürdüğünü vurguladı. Söz konusu durumdaki hastaların riski azaltmaları için kan sulandırıcı ilaçları düzenli olarak kullanmaları gerektiğini hatırlatan Tokgözoğlu, birçok hastanın bu tedaviyi yarıda kestiğini gözlemlediklerini ifade etti ve hareketsizliğin olumsuz etkilerini vurguladı: “Hareketsizlik çağımızın önde gelen sorunlarından biri olup, özellikle kadınlarda olmak üzere, her iki cinsiyette başlı başına bir risk faktörüdür. İdeali kişinin haftada 5 gün yarım saat yürüyüş veya tempolu başka bir hareketi uygulamasıdır. Modern şehir yaşamında bu zor görülse de, hiç değilse günlük hayatta da mümkün olduğunca taşıt kullanmak yerine yürümek, asansör yerine merdiven kullanmak, birçok şehirde olan yürüyüş parkurlarında yürümek önerilir. Gençleri bilgisayar başından kaldırıp spor alışkanlığı kazandırmak çok önemlidir.”

BENZER YAZILAR