Futbol sadece bir spor dalı değil, aynı zamanda büyük bir endüstri. Kulüp satın alan yatırımcılar, dev sponsorlar, astronomik transfer ücretleri, akıllı statlar… Sıcak para dediğimiz şey artık futbolun göbeğine oturmuş durumda. Hal böyle olunca, biz de spor yönetimi alanında yetkili bir isim olan Esteve Calzada ile konuştuk ve sorduk: Ne olacak bu futbolun hali?” Burcu Kapu’nun yazısı.
Sahibi olduğunuz Prime Time Sport nedir? Ne tür hizmetler veriyorsunuz?
Spor pazarlaması alanında hizmet veren bir butik olarak düşünebilirsiniz. Çoğunlukla futbol alanında verdiğimiz hizmetlerin içinde oyuncuların tanıtımı, menajerliği, imaj hakları, kulüplerin ve federasyonların stratejik danışmanlığı, pazarlama ve yönetimleri ile ilgili projeler üretip uygulanması, son günlerde çok popüler olan Youtuber’ların tanıtımı ve yönlendirilmesi gibi pek çok şeyi sayabiliriz. Yani futbol endüstrisinde çalışan her birime hizmet edecek projelerde yer alan bir kurumuz.
Spordan para kazanmanın temel ilkelerini anlatan, Türkçeye Paradan Haber Ver ismiyle çevrilmiş bir kitabınız var. Futbol pazarlamasında para kazanmak için izlenmesi gereken üç adım nedir?
Elbette üçten fazla madde saymak gerekir ama senin için ilk üçü özet olarak sıralayacak olursam: 1. Hakların kontrolü. Yani statlardaki reklam alanlarının pazarlanması, sponsorluklar, futbolcuların ve kulüplerin reklam gelirleri, yayın hakları vs. 2. İşbirliği yapılacak hedef markaları belirlemek için pazar-marka analizi yapılması. 3. Agresif bir satış yaklaşımı.
Futbol endüstrisinde pazarlama ya da satış alanında çalışmak isteyen gençler ne yapmalı?
Diğer meslek dalları gibi burada net bir çizgi maalesef yok. Ama benim tavsiyem, sayısı az olmakla beraber bazı üniversitelerde yer alan futbol yönetimi bölümlerini tercih etmeleri. Yüksek lisansta ise daha fazla üniversitede bu imkânı bulabilirler. Özellikle ekonomi, gazetecilik ve reklam bölümü öğrencilerinin futbol yönetimi alanında yüksek lisansı tercih ettiğini söyleyebiliriz. Bu arada kulüp, federasyon, spor alanında sponsorluk yapan firmalar ya da spor pazarlama ajanslarında staj yapmaları da çok önemli.
Önce Rus oligarklar, sonra Arap şeyhleri kulüp satın alarak futbol endüstrisine girdiler. Sizce sırada kimler var?
Kesinlikle Çin. Kış transfer döneminde Çin Süper Lig’inde toplam 331 milyon avroluk transfer yapıldı. Ancak Çin’i sadece son dönemlerde astronomik rakamlara yaptıkları futbolcu transferleriyle
değerlendirmeyin. Çinli iş adamlarının Avrupa’da çok yaygın bir şekilde kulüp satın almaya başladıklarını da görüyoruz. İtalya’da Inter Milan, İspanya’da Espanyol ve Granada, İngiltere’de Aston Villa bazı örnekler. Wanda ve China Media Capital, sırasıyla Atletico Madrid’in yüzde 20’sini ve Manchester City’nin yüzde 13’ünü satın aldılar. Yani futbol pazarının son büyük oyuncusu Çin diyebiliriz.
Futbolun içinden gelmeyen ama sermayeyi yöneten ve söz sahibi olan bu tip yatırımcıların endüstriye etkileri neler?
Eğer uzun soluklu başarı arıyorsanız, artık bu futbolun içinden gelmeli klişesini bir kenara bırakmalısınız. Futbol ve sermaye birlikte, yan yana yürümeli. İstediğin kadar çok yatırım yap, kulüp finansal olarak iyi bir tablo çizsin; eğer takım sahada başarı kazanmıyorsa, kulübün kasasındaki o paranın hiçbir kıymeti yok. Ya da tam tersini düşün, sezon sonu şampiyon olmuşsun, Avrupa kupalarına gidiyorsun ama kasan bomboş, bir de üzerine borçlusun. Artık finansal fair play kuralları da çok katı. Böyle bir tabloda Avrupa’ya gitme konusunda bile men yiyorsun. Sağlıklı bir yapı
için hem iyi futbol oynayacaksın ki başarı gelsin, hem de bu başarı sayesinde kapını çalan yatırımcı ve sponsorlarla iyi bir finansal bağ kuracaksın ki, kasan dolsun.
Son dönemde bilet fiyatları önlenemez şekilde yükseliyor. Bu aynı zamanda stadyumlara gelen taraftar profilinin sosyo-ekonomik olarak daha üst sınıflara dönüşmesine sebep oluyor. Bunun futbola etkisi nasıl olur?
Buna çok katılmıyorum. Premier Lig ve Bundesliga gibi Avrupa’daki önemli birçok ligde makul fiyatlara bilet satıldığını düşünüyorum.
1984 yılında Diego A. Maradona 7,3 milyon avroya Napoli’ye transfer olduğunda, bu o günler için dudak uçuklatan bir rakamdı. Artık transfer piyasasında 100 milyon avrolardan bahsediyoruz. Sizce transfer ücretleri bu şekilde artmaya daha ne kadar devam edecek?
Kulüplerin gelirleri arttığı sürece transfer ücretleri de artmaya devam eder. Örneğin Premier Lig’de yeni yayın ihalesi yapıldı. Buna göre kulüplerin kasasına gelecek üç yılda 8,1 milyar İngiliz sterlini girecek. Bu rakam bir önceki ihalenin yüzde 70 üzerinde. Premier Lig’de bu paydan en az geliri alacak takım bile, La Liga’da Real Madrid ve Barselona’nın yayından kazandığı kadar parayı kasasına koyacak. Bu ne demek oluyor? 100 milyon avroya Gareth Bale’e imza attıran Real Madrid’in ödediği rakamın çok daha üzerinde rakamları, yeni transfer sezonunda İngiliz takımlarının harcamasını bekleyebiliriz.
Teknoloji futbolun ne kadar içinde ve futbolda teknolojinin sınırları nerede ayrılmalı?
Ben futbolun içinde olması gerektiğine inanan taraftayım. Özellikle de oyunun sonucuna etki edebilecek bazı hakem hatalarını ortadan kaldırmak konusunda. Gol çizgisi teknolojisi ile başladı. Şimdi de penaltı ve ofsayt kararları verilirken hakeme yol göstermesi açısından mutlaka kullanılmalı.