UFC: KANLI SEKTÖR

4

Sürpriz Ata Oynamak
Tüm kendine has raunt, eldiven ve ağırlık kategorisi düzenlemelerine rağmen (yerde yatan adamın suratına vurma yasağı gibi kurallar da dahil) UFC hayal ettiği noktaya gelememişti ve iflasın eşiğinde, grogi pozisyonundaydı; ta ki gazino sahibi Lorenzo ve Frank Fertitta 2 milyon dolara satın alana kadar.

Aynı zamanda Nevada Eyaleti Atletik Komisyonu’nun bir üyesi olan Lorenzo’nun köşesine geçmesiyle beraber, UFC büyük bir yükselişe geçti ve bu spora meşruluk kazandırdı. 2006 yılına gelindiğinde, UFC dövüşleri televizyon kanallarına milyon dolar bedellerle satılmaya başlanmıştı.

Görünürlük ve tanınma açısından esas adımsa 2011 yılında atıldı ve UFC Fox Spor kanalıyla 7 yıllık bir anlaşma imzalandı. Telegraph gazetesinin boks ve MMA yazarı Gareth A. Davis, “Fox UFC’ye diğer tüm Amerikan sporlarıyla aynı değeri ve yeri veriyor” diyor. Davies UFC’yi dünyada adı bilinen bir spor dalı haline geldikten sonra takip etmeye başlamış değil. Bu yüzden ilk günden beri izlediği bu sporun en otorite seslerinden biri olarak görülmesi normal ve UFC’nin şu anda nerede olduğunu en iyi tahlil edecek kişilerden biri: “Herhangi bir Amerikan barına girdiğinizde artık ekranlarda Amerikan futbolu, beyzbol ve basketbolla birlikte UFC maçlarının gösterildiğini görürsünüz. Bu artık normal bir şey olarak görülüyor çünkü sürekli yapılıyor. Fox ile yapılan anlaşma çok önemli, çünkü bu sporu sektörün en önemli oyuncularından biri haline getirdi. Artık UFC zirve adaylarını zorluyor.” ABD’de rüştünü ispat eden UFC’nin durmaya niyeti de yok. Hedef tüm dünyaya yayılmak. BBC İngiltere de yayın haklarını almak için masaya oturmaya hazır.

Bunların hepsi UFC’nin imaj sorununu aştığının ve kirli geçmişini geride bıraktığının bir kanıtı aslında. Lunardelli’ye göre ise daha gidilecek çok yol var: “Çok hırslıyız. UFC’nin dünyanın lider spor branşlarıyla tamamen aynı kefede olmasını hedefliyoruz.” Bu anlaşmalardan önce, dövüşçülerin her birinin farklı kıyafetler giymeleri ve farklı sponsorluk anlaşmaları olması, bununla birlikte
organizasyonlarda görülen onlarca farklı logo, UFC’nin dışarıdan kaotik algılanan görüntüsünde önemli bir rol oynuyordu. Lunardelli, “Gerçekten çirkin bir görüntüydü. Ben birçok dövüşçünün de bu temizlikten mutlu olduğunu düşünüyorum” diyor.

Giyim kuşamla ilgili değişimler sadece sekizgen ringin sınırları içinde kalmadı. Karizmatik tüy sıklet şampiyonu ve UFC’nin poster yüzlerinden Conor McGregor’un özel dikim markasının takım elbiseleri, en az kendisi kadar gösteriş meraklısı. Ama ne olursa olsun, bu ileriye doğru atılmış bir adım ve bu McGregor’un göğsündeki insan kalbi yiyen goril dövmesiyle ilgi çekici bir kontrast
oluşturuyor. Bir de tabii dünya sıralamasında hafif sıklette bir numaralı sırada yer alan Rory MacDonald var. Bu adam o kadar tarz sahibi ki, takım elbise alışverişi televizyon programlarına
konu oluyor.

Davies bu sporun içinde birçok iyi eğitimli insan olduğuna da dikkat çekiyor ve birçok dövüşçünün üniversite mezunu olduğunu hatırlatıyor. Verdiği örneklerden biri de Chuck ‘The Iceman’ Liddell. Patlayıcı vuruş stili, bıyığı ve kızılderili saç modeli, onu bir zamanların en çok tanınan dövüşçülerinden biri yapmıştı. Bu adam hakkında pek bilinmeyen şey ise üniversitede muhasebe okumuş olması.

2

BENZER YAZILAR