Hepimiz UFC’nin kanlı ve sert bir spor olduğunu biliriz. Fakat pek çok insan bu sporcuların sakin kalmak zorunda olduklarını bilmez. Longo, “Ringe çıktığınızda çılgınca davranamazsınız” derken, TV kariyerinden önce hafif sıklette dövüşme deneyimini yaşamış Vaculik, UFC dövüşçülerinin agresifliğinin kontrollü olması gerektiğini söylüyor. Yani beş raunt boyunca duygulara hâkim olmak dövüşçüler için hayati öneme sahip. “Kavga etmeye gittiğimde olabildiğine sakin kalmaya çalışırım ve bunu tüm kavga boyunca sürdürmeye gayret ederim. Antrenörüm Alex Prates bir keresinde ‘sakin kalırsan, tepki de gösterebilirsin’ demişti” şeklinde konuşuyor. UFC dövüşçüleri agresifliklerini kontrol altında tutabilmek için, baskıyı avantaja çevirmenin yollarını öğrenmeye çalışırlar. Yani kontrollü olmak her zaman zil sesindeki kadar basit olmayabiliyor. İnanmıyorsanız, Weidman’a sorabilirsiniz.
90 dakika boyunca atılan sayısız yumruktan sonra antrenmanını bitiriyor. Etkili bir antrenman yapmış olsa da, en iyisi olmak için devamlı çalışması gerektiğinin bilincinde. Elindeki bandajları çözüyor ve duşa gidiyor. Tekrar eve gideceği için bu duşla sadece terden değil, dövüşçü zihniyetinden de arınıyor. Weidman ev ile spor salonu arasında mekik dokuyor olmasını ise şu şekilde anlatıyor: “Eve geri döndüğüm zaman hâlâ rekabetçiyimdir. Ancak çevrem değiştiği için önce baba ve eş, daha sonra dövüşçü olurum.” Bu da günün bir başka dersi.
Kişiliğinizdeki belirli özellikleri istediğiniz an açıp kapatabilirsiniz ancak bazı karakteristik özellikleriniz her zaman sizinledir. Ciddi yanınızı evinize, nüktedan tarafınızı ise işinize taşıyabilirsiniz. Kendinize Weidman’ı örnek alıp kişisel özelliklerinizi çevrenize göre ayarlamanız, sizi daha başarılı bir insan yapabilir. Öte yandan bu durum ciddi bir iş yapmanız gerektiğinde alaycı, ilişkinize zarar verecek şekilde inatçı olmanız anlamına gelmiyor. Elbette her kimseniz o olun. Sadece doğru zamanlarda doğru yanınızı kullanmayı bilir.
