Hamilelik döneminde de bazı uyku sorunlarıyla karşılaşılabiliyor. İlk üç aylık dönemde, yüksek projesterona bağlı olarak uykusuzluk oluşabiliyor. Ağrı ve sıkıntıların yanı sıra, bu dönemde huzursuz bacak sendromu da oluşabiliyor. Bu sendrom genellikle kadınlarda gözlemleniyor ve yaşa bağlı olarak da artış gösterebiliyor. Demir eksikliği ve hormonal etkilere bağlı olarak, hamile kadınların %20- 25’lik kısmında huzursuz bacak sendromu yaşanabiliyor. Hamilelikteki uyku sorunları bununla da sınırlı değil: Uykusuzluğa bağlı olarak, doğum sonrasında kadınların %15’inde doğum sonrası depresyon meydana gelebiliyor.
Yaşlanmayla birlikte, uyku mimarimiz daha da değişiyor. Uyku daha da hafifliyor, uyku bölünmeleri artıyor, gün içerisinde uykusuzluk çekiliyor ve uyanıldığında uyku tam alınmış gibi hissedilemiyor. Menopoza bağlı olarak işler daha da karmaşık bir hal alabiliyor. Ani sıcak basmaları ve gece terlemeleri, uzun yıllar sürebiliyor. Ayrıca, ilerleyen yaşlarla beraber uyku apnesi sorunu da gelişebiliyor.
Özetleyecek olursak, insomnia riski yıllar ilerledikçe artıyor. 45-64 yaş aralığındaki her 4 kadından 1’i insomnia sorunu ile boğuşurken, 65 yaş üzeri kadınlarda bu oran %30’lara kadar artıyor. Bu yıllarda artan sağlık sorunları ise uykunun yeterli olmadığı hissine yol açabiliyor. Ancak 65 yaşından sonra bile her gece 7-8 saat uykudan vazgeçilmemesi gerekiyor.
Peki gözlerinden uyku akan kadınlar ne yapmalı? İlk olarak her gün aynı saatlerde uyuduğundan ve uyandığından emin olmalısın. Buna hafta sonları da dahil. Düzenli ve sağlıklı alışkanlıklar edinmek de uykunun yıllara yenik düşmesini engelleyecektir. Ne kadar kafein tükettiğine de dikkat etmeli ve yaşam tarzını düzenlemeyi elden bırakmamalısın.
