Âşık olduğumuzda, gözümüz artık tek bir kişiyi görür, kulağımız tek bir kişinin sesini duyar. Artık sadece, bilinçli veya bilinçdışı beklentilerimize cevap veren kişiyi önemser hale geliriz.
Peki, aşkın büyüsünü korumak ve ilişkiye mutlulukla devam etmek için neler yapmak gerekiyor?
Aidiyet ihtiyacı:
Psikanalist ve ilişki uzmanı Robert Neuburger şöyle diyor: “Kimse duygusal sebeplerden dolayı uzun soluklu ilişkiye girmez, aidiyet ihtiyacından dolayı girer.” Başka bir deyişle, çevremizdeki çok sayıda kişiye aidiyet hissetmezken (arkadaş grubu gibi), bir kişiyle çift olma hevesimiz daha çoktur.
Ortak noktalar:
Uzun süredir devam eden ilişkilerde ortak noktaların varlığı önem taşıyor. İki kişinin birbiri için uygun olduğunu gösteren kanıtlar mevcut: Hangi tür filmlerden, müzikten ve edebiyattan hoşlandıkları gibi. Robert Neuburger, “Bu temel ortak noktalar olmadan çiftin ilişkisi devam edemez” diyor.
Çiftin edineceği ritüeller:
Çiftin kendine has ritüelleri onları diğer çiftlerden ayırır. Örneğin cumartesi onların bir restoranda yemek yeme günü, pazar ise sinema veya kısa mesafe tatile gitme günüdür.
Çevreye tanıştırma:
Tutku varken çevrendeki herkesi yok sayarsınız, ancak partnerinle ciddi bir ilişkiye girdiğinde, devamlılığı gösteren en büyük kanıtlardan biri sevgiliyi arkadaşlarla, aileyle ve mesai arkadaşlarıyla tanıştırmaktır.
Karşındakini önemseme:
İlişkiyi yaşayan her iki kişi de yola beraber devam etmek istiyorsa, narsisizmi bırakmalı ve karşısındakini önemsemelidir. Partnerinin istekleriyle, moralinin nasıl olduğuyla, hayatıyla ilgilenirsin.
Karşısındakiyle ilgilenme:
Yeni başlayan bir aşk ilişkisinde şahıslar karşısındakinin nasıl olduğuyla ilgilenmez. Uzun soluklu olacak ciddi bir ilişkide ise kişi sevgilisinin iyi olup olmadığıyla ilgilenir. “İyiyiz” demeyi bırakır, “İyi misin?” sorusuna geçilir.
