VEDANIN KARE ASI

03

ANDREA PIRLO

İtalya’da iki tane başbakan vardır. Biri Roma’da Palazzo Chigi’de takım elbisesiyle oturur, koca bir ülkeyi yönetir. Diğeri ise uzun saçları, kirli sakalı ve formasıyla, beraber oynadığı diğer 10 kişiyi yönetir ve izleyen milyonları heyecanlandırır. İtalyanların deyişiyle “mimar”, dünyanın geri kalanının deyişiyle “başbakan” Pirlo, bugün parti kursa bir ülkeyi yönetecek kadar oy toplayabileceği garanti.
Futbol kariyerine Brescia alt yapısında başlayıp, sadece bir yıl sonra A Takım’a yükselen Pirlo, tanıdık bir isim olan Mircea Lucescu tarafından Inter’e transfer edilir. Lucescu bulduğu cevherin kıymetini bilse de Inter bilmez ve 22 maç sonunda kötü gidişin faturası Pirlo’ya kesilip, eski takımına yeniden kiralanır. 2000 yılına kadar işler Pirlo için pek parlak gitmese de, milenyum yılında Avrupa U21 Şampiyonası’nda İtalya Milli Takımı’nın hem kaptanı hem de turnuvanın gol kralı olur. Şampiyonanın ardından Milan’a transfer olur ve aslında onun için hikâye de buradan sonra başlar. Önce Maldini, sonra tanıdık bir isim Fatih Terim ve sonrasında Ancelotti ile çalışır. Her birinden farklı teknikler öğrenen Pirlo’nun “mimar” lakabını alması, Ancelotti ile çalıştığı ve Rui Costa, Gattuso ve Seedorf ile oynadığı döneme rastlar. Her güzel beraberlik gibi Milan-Pirlo ilişkisinin de ilk yılları balayı tadında geçer. Serie A, İtalya Kupası, Şampiyonlar Ligi şampiyonlukları derken, takvimler 2005 yılını gösterdiğinde, güzel İstanbul’da Şampiyonlar Ligi finalini Liverpool’a kaybeder. Ligde kötü giden sonuçlara bir de bu penaltılarla kaybedilen efsane final eklenir.
Pirlo takımı yeniden inşa ederek, bir yıl sonraki 2006 Dünya Kupası turnuvasına damgasını vurur. İtalya maç kaybetmeden bitirdiği turnuvada kupayı evine götürür. Fransa ile oynanan ve normal süresi 1-1 biterek penaltılara kalan finalde, İtalyanlar bir yıl önceki penaltılarda kaçan kupa travmasını henüz üzerinden atamamışken, ilk topun başına başbakan Pirlo geçer. Kabinesini arkasından sürükler ve 5-3’lük penaltı atışları skoruyla dünya şampiyonu olurlar. Pirlo, “Düşünüyorum, Öyleyse Oynarım” adlı otobiyografi kitabında o anları şöyle anlatıyor:
“İlk penaltı atışı için topun başına geçmek, aslında sizin ne kadar iyi olduğunuzu ve takımın size ne kadar güvendiğini gösterir. Ama kaçırırsanız, lanetlenecek kişiler listesinde ilk sırayı alırsınız. Gökyüzüne baktım ve Tanrı’ya dua ettim. Çünkü biliyorum ki, Tanrı oralarda bir yerdeyse, onun Fransız olması imkânsız.”
10 yıl süren Milan kariyerinin ardından, kulüp sözde bir “gençleştirme” operasyonuna gider ve ilk neşter Pirlo’ya vurulur. Çünkü takımın başına yeni gelen Massimiliano Allegri, Mark van Bommel’i transfer edip Pirlo’nun bölgesinde oynatmaya başlamıştır. Sonraları bir diğer “başbakan” Berlusconi, onun ayrılışı için şöyle diyecekti: “Onun vedası hâlâ içimi yakıyor. Hocasıyla iyi ilişkiler kuramadığı için ayrıldı, oysa biz onu asla bırakmak istemiyorduk.”
2011 yılında Calciopoli skandalından sonra toparlanmaya çalışan Juventus’a imza atan Pirlo, burada Conte yönetiminde Vidal, Del Piero, Buffon, Chiellini ile müthiş bir uyum yakalar. O yıl Serie A şampiyonu olurlar, Pirlo ligde yılın futbolcusu seçilir.
Euro 2012 boyunca delici pasları, inanılmaz oyun görüşü ve şiir gibi futboluyla yine ülkesini finale taşıyan, ancak bu sefer finalde İspanya’ya kaybeden başbakan, unutulan “panenka” penaltısını da çeyrek finalde İngilizlere karşı yeniden hayata geçirir ve turnuvanın en değerli oyuncusu seçilir. Euro 2000’de aynı penaltıyı Hollanda’ya karşı atan Francesco Totti, Pirlo’nun penaltısından sonra “Ama bizim Andrea da her şeyi kolay gösteriyor” diyecekti. Ona bunu söyleten şey, artık panenka penaltısı denince akıllara kendisinin değil, Pirlo’nun gelecek olduğunu bilmesiydi.
Azzurri teknik direktörü Cesare Prandelli, 2014 Brezilya Dünya Kupası’nda takımı Pirlo etrafında kurdu. 35 yaşındaki oyuncunun son turnuvası. Brezilya’ya uçmadan önce, “Ben gerçek bir İtalyan’ım ama biraz da Brezilyalı’yım. Bana Pirlonho diyebilirsiniz” dedi. Yaşlanmayan ama yıllanan bu efsane, yeşil sahaya her çıktığında “Ben buradayım” diyor.

BENZER YAZILAR