WOMEN’S HEALTH KADINI

Michelle Monaghan’ın oyunculuk kariyeri, harika ailesi ve zinde ve sağlıklı yaşamı ile ilgili sırları senin için öğrendik.
Robert Downey Jr. gibi bir aktörle beyaz perdeyi paylaşmak için ölüp biten yıldızlar var. Ama Michelle Monaghan, ayağına gelen kısmeti az kalsın tepiyordu: 2005’te vizyona giren Kiss Kiss Bang Bang için aldığı başrol teklifini, elinin tersiyle itmek üzereydi. “Bu rolde asla oynamak istemediğimi düşünüyordum!” diye hatırlıyor. “Ajansımı arayıp elemelere katılmayacağımı söylemek üzereydim. Bir anda artık geri dönüş olamayacağını idrak ettim ve kimsenin telefonu açmasına fırsat vermeden kapayıverdim.” O ana geri dönüp düşününce şöyle söylüyor: “Bir şey beni ne zaman çok korkutsa, sonucunda çok güzel şeyler oluyor!”

Tabii ki rolün altından başarıyla kalktı. Michelle’in üstün performansı, Gone Baby Gone, Made of Honor ve Eagle Eye gibi başka projelerin kapısını açtı, ardından da komedi filmi Due Date ile tekrar Robert Downey Jr.’ın kollarına düştü. Aynı filmde komedyen Zach Galifianakis de oynamıştı. Eylül’de Venedik Film Festivali’nde Altın Aslan Ödülü’ne layık görülen, Sofia Coppola’nın yönetmenliğini yaptığı Somewhere ise, ABD’de vizyona girdi bile…

Samimiyet…
Kaliforniya’daki bir alışveriş merkezinde dolanırken, onun bir Hollywood yıldızı olduğunu unutmak çok kolay. Siyah kapri bir pantolon ve siyah atlet giyen Monaghan başına kırmızı bir bandana takmış. Iowa’nın 772 nüfuslu Winthrop kasabasından olan aktrist, masum ve taze yüzlü bir komşu kızına benziyor.

En cana yakın yıldızların bile biraz çekingen olduğunu söyleyebiliriz, ne de olsa onların moda zevkleri her gün eleştiriliyor, rahat rahat markete bile gidemiyorlar. Ama Michelle, karşısındaki insanla iletişim kurarken bütün buzdan duvarları deviriyor. Muzunun yarısını ikram edecek kadar cömert. Önemli bir noktayı vurgularken koluna dokunacak kadar da sıcak ve samimi. Amerikan halkının sıklıkla kullandığı “Aman Tanrım!” ifadesini özgürce tekrarlıyor. Katılmamak imkânsız: “Iowa’nın ücra bir kasabasında yaşayan sıradan bir kızken, şimdi en seksi Hollywood aktörleriyle öpüşüyorsun. Aman Tanrım! Düşününce hâlâ garip geliyor desem inanır mısınız? ”

Özel hayatında ise sadece Avustralyalı bir grafik tasarımcısı olan kocası Peter White ile dudak dudağa geliyor. 10 sene önce New York’ta bir barda tanışmışlar: “Masmavi gözleri ve mohawk tipi saç kesimi vardı. O anda vuruldum!” Michelle hemen ona çıkma teklif etmiş ve o tarihten beri beraberler. Çift 2005’te Avustralya’da, deniz kenarında küçük bir şapelde evlenmiş. Üç sene sonra kızları Willow dünyaya gelmiş.

Her çalışan anne gibi, Michelle de birçok işi bir arada yürütmek durumunda. Mutfak tezgâhının üzerinde hem mikser, hem bebek malzemeleri hem de senaryolar duruyor. Bu, zaten hayatının nasıl bir karmaşa içinde geçtiğinin çok güzel bir özeti: “Ev kadınıyım, anneyim, aynı zamanda da bir Hollywood yıldızıyım.”

Michelle ve Peter’ın düğününde sağdıç olan, aktör ve senarist arkadaşları Paul Leyden, onun bu mütevazı tavrını yetiştiriliş şekline bağlıyor. Annesi Sharon, 40 senelik hemşireymiş. Babası Robert ise emekli bir fabrika işçisiymiş, ardından çiftçilikle uğraşmış. Aile tam 14 tane çocuk evlat edinmiş. Paul, Winthrop kanının damarlarında dolaştığını söylüyor: “Michelle basit şeylerle tatmin olabilen bir insandır. Ailesi ve arkadaşlarıyla bira içmek ve sinemaya gitmek onu mutlu eder.”

Michelle ve Peter, misafirlerini Hollywood Hills’deki evlerinde ağırlıyor. Bu ev bir zamanlar efsanevi Ginger Roberts’a aitmiş. Michelle, arka bahçede yetiştirdiği domates, enginar ve kabaklarla yemek yapmayı çok seviyor.

Sağlıklı bir yaklaşım
Doğumdan önce beslenme alışkanlıkları fazla dengeli değilmiş. Sık sık uğradığı McDonald’s’da Quarter Pounder Mönüsü söyleme alışkanlığı olan Michelle, mönüdeki kolayı, fındıklı karamelli sundae ile değiştiriyormuş. Ama hamile kalınca bütün bu kötü alışkanlıklardan vazgeçmiş: “Hayatımda ilk defa sağlığımı düşündüm. Şimdi dengeli beslenme alışkanlıklarını kızıma da aşılamaya çalışıyorum. Böylece kocam ve ben de sağlıklı besleniyoruz.”

Bugünlerde Michelle, McDonald’s yerine organik marketlerin yolunu tutuyor. Öğlen yemeğinde salata, hindi füme, avokado ve bir dilim peynirle yaptığı sandviç ya da brokoli, karnabahar ve balkabağı ile yaptığı çorbayı içiyor. Akşam yemeğinde somon veya alabalık, yanında da buharda pişmiş sebze ve esmer pirinç tercih ediyor. Iowa usulü meşhur kaburga, mönüdeki yerini hala koruyor. Michelle, hiçbir zaman diyet yapmamış: “Kalori hesabı yapmak çok anlamsız. Dengeli beslenen birinin buna ihtiyacı olmaz ki. Eğer bir restorana gidersem, canım ne çekerse onu sipariş ederim.”

Doğumdan sonra hemen forma kavuşmak için kolları sıvamış. Willow doğduktan birkaç ay sonra, Equinox Spor Merkezi’nden Kiki Aldonas ile çalışmaya başlamış. Haftada üç, dört kez, cable, squat, lunge ya da step gibi egzersizler yapmak için bir araya geliyorlar. Spor salonuna gidemediği zamanlarda, yarım saatlik yoga kurslarına katılıyor. Seyahatteyken, oteldeki spor salonunda, interval training çalışmaları yapıyor. Düzenli egzersiz yapmanın zor olduğunu söylüyor: “Ama ne zaman spor yapsam mutlu oluyorum!”

Michelle motivasyonunu arttırmak için, sporu bir nevi sosyal aktiviteye dönüştürüyor: “Bir arkadaşla ya da kocamla birlikte yürüyüşe çıkmaktan keyif alıyorum. Havadan sudan konuşup dedikodu yaparken zamanın nasıl geçtiğini anlamıyorum bile. Geçen hafta sonu, kocam ve arkadaşlarla voleybol oynadık. Hem kalori yaktık hem de eğlendik. Daha ne olsun?”

Sörf yapmaktan da büyük keyif alıyor. Jake Gyllenhaal’la başrolleri paylaştığı Source Code ve Gerard Butler’la oynadığı Machine Gun Preacher filmlerinin çekimleri nihayet sona erdi. O da eşi ve kızıyla beraber San Diego’ya üç günlük bir sörf gezisi için yola çıkmaya hazırlanıyor: “Hiçbir zaman sörf yapabileceğimi düşünmemiştim çünkü sudan korkarım.” Michelle, şüphesiz bir korkunun daha üstesinden başarıyla gelecek…

Michelle, nefes kesici fiziğinin sırlarını Women’s Health ile paylaştı. Sağlık ve spor bağımlısı Hollywood yıldızı, eğitmeni Kiki Aldonas’dan öğrendiği yöntemleri bizimle paylaştı…

Harekete geç!
Aldonas’la çalışan Michelle kalçasını biçimlendirmek istemiş. Aldonas, squat ve her türlü lunge hareketini çalıştıklarını söylüyor. Önemli olan kalçadaki kasların iyice çalışması: “Crossover Step-Up hareketi bu iş için ideal!” Daha fazla kalça hareketi için Womenshealth.com.tr sitesini ziyaret et.

Kablolara asıl!
Aldonas, Michelle’in üst gövdesini çalıştırmak için kablolarla Lateral Pulldown, Chest Press ve French Curl gibi hareketler yaptırdığını söylüyor: “Woodchopper hareketi gövde için çok iyi, çünkü karın kaslarını çalıştırır. 5–10 kiloluk ağırlıklar kullanarak 15 tekrar yapıyoruz. Bazıları, az ağırlık kullanarak çok tekrar yapılmasından yana, ama ben tam tersini düşünüyorum.” Karın kasları hakkında daha fazla hareket için Womenhealth.com.tr sitesini ziyaret edebilirsin.

Esneme
Michelle her sabah ve akşam esneme hareketleri yapıyor: “Kalça, bacak, baldır, diz, kol, göğüs ve sırtımı 10 saniye boyunca esnetiyorum. Esneyince sabahları çok iyi hissediyorum,  bütün tembelliğimi alıp götürüyor.”

Sebze suyu
Michelle haftada üç kez kıvırcık lahana, kereviz, ıspanak gibi sebzelerden smoothie yapıp içiyor. Hatta yeşil sebze suyunu kahveye tercih ettiğini söylüyor: “Evdeki Vitamix blender sayesinde her şeyi püre haline getirebiliyorum.”

Enerji için kahvaltı
Michelle, kahvaltıyı asla atlamıyor: “Bir kâse keçi sütünden yapılmış yoğurdu, granola, orman meyveleri, kuru üzüm, belki biraz badem ve keten tohumuyla tüketiyorum. Ardından da muzlu smoothie içince güne hazırım!”

Ara öğün
Buzlukta daima kiraz, frambuaz ve yaban mersini gibi meyveler bulunduruyor, böylece acıkınca avuç avuç tüketiyor.

Yazı: Kate Meyers / Derleyen: Ece Çağlar

BENZER YAZILAR