WOMEN’S HEALTH KADINI

Pırıl pırıl gözler, samimi bir gülümseme, doğal ve pozitif tavırlarıyla çekim günümüzü şenlendiren Saadet Işıl Aksoy’a teşekkür ediyoruz.
Henüz 27 yaşında olan Saadet Işıl Aksoy, genç yaşına rağmen şimdiden pek çok ödülün sahibi olmuş başarılı bir oyuncu. Bugüne kadar Güz Yangını, Esir Kalpler ve Senden Başka isimli dizilerde rol aldı. İlk sinema deneyimi ise Semih Kaplanoğlu’nun Yumurta isimli filmi oldu. Bu film ile2007 Valdivia Uluslararası Film Festivali ve 2007 Saraybosna Film Festivali’nde En İyiAktris ödülü kazanan oyuncu, 2007 AntalyaAltınPortakal Film Festivali’nde En İyi Genç Yetenek Ödülü’nü kazandı. Kendisini sonolarakbuseneMert Fırat ile Başka Dilde Aşkisimli filmde izledik. fiu sıralar ÇelikManolyalar isimli tiyatrooyununda rol alıyor. Bu yazEl Yazısı isimli yenibir filmde rol alacağını söyleyen Aksoy, yaptığı mesleği çok sevdiğini ve bu yolda yürümeye devamedeceğini söylüyor.

Kariyerine nasıl başladığını ve eğitimini ne üstüne aldığını kısaca anlatır mısın?
Boğaziçi Üniversitesi, İngiliz Dili ve Edebiyatı’nda okurken sinema ile çok ilgileniyordum. Üniversite döneminde sürekli festivalleri takip ediyor, ilgimi çeken her filme gidiyordum. Daha sonra Pera Güzel Sanatlar’da oyunculuk eğitimine başladım. Aslında sinemayla başladı oyunculuğa olan merakım. O sırada da Boğaziçi Üniversitesi’nde sinemayla ilgili dersler alıyordum. Bütün bunlar birbirini takip etti. Üniversite döneminde dizilerde küçük ama devamlı roller aldım. Onun dışında birkaç reklam filminde oynadım. Arkasından da üniversiteden mezun olduktan iki-üç ay sonra “Yumurta” filminin çekimleri başladı. Filmden sonra New York’a üç aylık bir kursa katılmak için gittim. Oradayken birçok atölye çalışmalarına katıldım. Sonra da bu yolda yürümeye devam ettim. fiimdi de Kadir Has Üniversitesi’nde Oyunculuk Bölümü’nde yüksek lisans yapıyorum.

Son dönemde rol aldığın “Başka Dilde Aşk” çok ses getirdi. Kendi oyunculuğunu filmde nasıl buluyorsun?
Kendini izlediğinde her zaman eleştirecek bir şeyler buluyorsun. fiimdi olsa “Bunu böyle yapmazdım” dediğim şeyler çıkıyor tabii ki. Mesela bu sene rol aldığım bir film için aradan iki sene geçtikten sonra ne düşüneceğimi çok merak ediyorum. O çok farklı bir şey çünkü. Mesela eskiden rol aldığım dizi ve reklamları görünce değişen şeyleri fark ediyorum. Ne kadar çok zaman geçerse, insanın geriye dönüp baktığı işler de o kadar çok fark ve geliştirecek şey buluyor. Başka Dilde Aşk’a oyuncu kadrosu anlamında baktığımda bütün oyunculukların birbiriyle çok uyumlu olduğunu düşünüyorum. O nedenle filmde beni rahatsız eden bir şey bulunmuyor fakat sadece kendimi incelediğimde eleştirecek bir sürü şey buluyorum.

Sosyal hayatında neler yaparsın? Mesela seni hiç magazin basınında görmüyoruz. Bunun için özellikle bir çaba gösteriyor musun?
Hayatımdan çok fazla fedakârlık yaptığımı söyleyemem aslında çünkü eskiden ne yapıyorsam onları yapmaya devam ediyorum. Tabii hiç dikkat etmiyorum diyemem. Özellikle röportajlarımda söylediklerime çok dikkat ediyorum. Çok işim olmadıkça ortalıkta gözükmemeye dikkat ediyorum. Bir davete ancak işim varsa ve konuyla ilgiliysem katılıyorum yoksa sırf orada olmak için gitmiyorum. Aslında sizin tavrınıza göre değişiyor bu magazin durumu. Benim de birkaç haberim çıkmıştır magazinde fakat ben önemsemediğim için üzerinden zaman geçtikten sonra onlar da seni önemsememeye başlıyor. İlk başlarda yıpratabiliyor fakat sonra da insan önemsememeyi öğreniyor.

Boş vakitlerini ne yaparak geçirmekten keyif alıyorsun?
Arkadaşlarımla sık sık görüşmeye çalışıyorum. İş olduğu zaman ihmal etsek de birlikte zaman geçirmekten çok keyif aldığım ve sevdiğim birkaç arkadaş grubum var. Bunun dışında seyahat etmeyi çok seviyorum. İki günlük bir kaçamak bile olsa boşluk bulduğum an bir yerlere gitmeye, kafamı uzaklaştırmaya ve dinlendirmeye çalışıyorum. Bir de bisiklete binmekten hoşlanıyorum. Ben Anadolu yakasında oturduğum için tüm işlerimi bisikletle gidip gelerek hallediyorum. Trafikle uğraşmak zorunda kalmıyorum böylece.

Beslenmene dikkat eden bir insan mısın? Bir gün içinde ne yer, ne içersin?
Ben hiçbir zaman şunu yemeyeyim, canım çok istedi ama yiyemem demiyorum. Aslına bakarsanız her şeyi yiyorum. Sağlıklı ve dengeli beslenmeye çalışıyorum. Mesela güvendiğim yerler dışında et tüketmiyorum. Mümkün olduğunca evde yemeye çalışıyorum. Eğer canım çok Fast Food çekerse onu da yiyorum. Kola içmiyorum ve mayonez tüketmemeye çalışıyorum. Ben zaten yapay olan şeylerin hayatımızdan çıktığında vücudun bir dengeye oturduğuna inanıyorum.

Kahvaltı yapar mısın? Öğünlerine dikkat eder misin?
Evet, kahvaltı yapıyorum. Bazen zamanları şaşsa da genelde üç öğün yiyorum. Bol su içmeye çalışıyorum. Yanımda muhakkak bir şişe su taşımaya çalışıyorum. Öyle olunca ister istemez içiyorsun. Çikolata yemeyi çok seviyorum. Onu asla hayatımdan çıkaramıyorum.

Sporla aran nasıl bisiklet dışında?
Spor konusunda çok üşengecim. Ağabeyim spor akademisi mezunu. Haliyle sporla çok ilgili ve benimle hep dalga geçiyor. Bu konuda oldukça zıt iki kardeşiz. Sporun benim için eğlenceli hale gelmesi gerekiyor. Bisikleti o yüzden seviyorum zaten. Kulaklığımı takıyor ve deniz kenarına gidiyorum. Yüzebileceğim bir yer olursa yüzmeyi seviyorum ama kapalı havuzları sevmiyorum. Benim doğayla temasta olmam gerekiyor. Pilates yaptım bir dönem. O bana iyi geldi. Sanırım hocayla teke tek olduğu için. Fakat ne zaman başlarım tekrar bilemiyorum.

Oyunculuk alanında kendini görmek istediğin nokta neresi?
Benim bu mesleğe dair yapmak istediğim şey aslında dünyanın her yerinde oyunculuk yapabilmek. Fakat bu Hollywood hayalleri kuruyorum anlamına gelmiyor. Balkan sineması da olabilir, İran sineması da… Neresi olduğu önemli değil. Başka dillerde, farklı geçmişlerden gelen ekip ve kültürlerde bu işi yapabilmek istiyorum. Bir oyuncunun mesleğiyle ilgili yapmak istediği şey olabildiğince çeşitli ve dişi roller oynamaktır. Alan ve dil genişlediğinde yelpaze de genişlemiş oluyor. Aşmanız gereken eşik ve riskler bu noktada yükseliyor. Bunun mesleği yapış şeklim olarak oturmasını istiyorum sanırım.

Projeleri neye göre eliyorsun? Kriterlerin neler?
Benim için ilk ve en önemli olan şey okuduğum şeyin bana ne anlatmak istediği. Bu komedi bir film de olabilir. Herkes ona eğlenmek için gidiyor olabilir fakat asıl önemli olan filmin ne söylemek istediğidir. Ayrıca rol de önemli çünkü bir noktada insan farklı farklı roller oynamak istiyor. Senaryoyu okuduğumda bu filmi veya diziyi izlesem bu rolü oynamak ister miydim sorusuna olumlu cevap verdiğim her rolü oynamak isterim.

Kendi sınırların var mı? fiu tip bir rolü oynamam ya da şu karakteri canlandırmam gibi…
Bence bir iş gelmeden daha baştan böyle bir sınır koymak çok mantıklı değil. Bu bana hayatı dibine kadar yaşamamak ve onu es geçmek gibi geliyor. Ancak proje geldikten sonra karar verebilirim böyle bir şeye.

Peki, hayatı nasıl yaşamak gerektiğine inanıyorsun?
Ben çok pozitif veya çok negatif biri değilim. Zaten hayata tek taraflı bakmayı çok doğru bulmuyorum. Hayat başımıza geliyor ve başımıza gelen her şeyin bazı sonuçları var. Negatif bir şey de dünyanın yıkılması veya pozitif bir şeyde her şey çok güzel olacak diye düşünmek gerçekçi gelmiyor bana. Bunların sonucuyla “nereye gidebiliriz”i düşünmek gerekiyor sanırım.

Aşk senin için ne anlama geliyor?
Ben ilk görüşte aşka inananlardanım; ilk 10 saniyenin gücüne… Fakat bunun büyülü değil de matematiği olan, planlı bir şey olduğunu düşünüyorum. Bu dinlediğin bir müzik veya baktığın resmin, içinde bir yere dokunması gibi bir şey. Gördüğün resim başkasını hayran bırakırken senin hiç ilgini çekmeyebilir.

Peki, aşk değiştiriyor mu seni? Âşık Saadet’i mi seviyorsun yoksa kafasında böyle problemler olmayan Saadet’i mi?
İkisini de seviyorum sanırım. Elbette farklılıklar her zaman oluyor fakat bu sadece aşkla ilgili değil. Yeni bir yere gittiğinizde veya yeni biriyle tanıştığınızda ya da yeni işe başladığınızda da aynı değişiklikler oluyor. Mesela ben her iş sonrası geriye baktığımda bir şeylerin değiştiğini hissediyorum. Aşk da o süreçte başınıza gelenlerden biri olduğu için o da bizde bazı değişikliklere neden oluyor. Fakat aşkın hasta insan hali de var. O da biraz komik oluyor.

Önümüzdeki günlerde Saadet’i neler bekliyor?
fiimdi oynadığımız bir tiyatro oyunu var; “Çelik Manolyalar”. Ona devam ediyoruz ve yeni sezonda da oynamaya devam edeceğiz. Yazın da bazı turnelerimiz olacak. Onun dışında Mayıs-Haziran gibi sinema filmi projeleri var. Bir tanesini söyleyebilirim şu an için. “El Yazısı” isimli bir film. Aslında uzun zamandır çekilmek istenen ve hayata geçirilemeyen çok da güzel bir hikâye. Yazın başlayacağız gibi görünüyor.

Röportaj: Hande Tokmak / Fotoğraflar: Metin Bakırkaya

BENZER YAZILAR