WOMEN’S HEALTH KADINI

Watchmen filmiyle tanıdığımız yıldız Malin Akerman, kaslarını nasıl kuvvetlendirdiğini ve seksi görünmesinin inceliklerini WH ile paylaştı.
“O suya hayatta girmezdim!”
Malin Akerman, Los Angeles’taki sıradan bir pastanede oturmuş, birkaç ay evvel Bora Bora adalarına yaptığı seyahatten bahsediyordu. Dalış yapmak için bir bota binip açıldıklarında, siyah yüzgeçli köpek balıklarını fark edince o kadar korkmuş ki altına kaçıracakmış neredeyse.
Ama bir şekilde dalış kıyafetlerini giyip okyanusa dalma konusunda ikna edilmiş. Suya dalınca birdenbire çok sakinleşmiş, paletlerini çırparak ölüm makinelerine doğru yaklaşma cesaretini göstermiş: “Onlara çok yaklaşamadım aslında. Köpek balıklarının muhteşem ve çok güzel varlıklar olduğunu, bana zarar vermek istemediklerini keşfettim.”
Bu vahşi hayvanların 30 yaşındaki sarışın yıldızı fark etmemesi gerçekten hayret verici. Sebzeli kişini yiyen Malin, kot pantolonu, uzun kollu siyah tişörtü, siyah-gri kare desenli eşarbı ve siyah beresiyle çok havalı görünüyor. Herkesin dikkat çekici olduğu, kimsenin sıradan olmadığı Hollywood’da bile bakışları üzerine çekiyor bu kadın. Tabii ki gördüğü ilgiden habersiz değil ama o yine de alçakgönüllülük gösteriyor: “Ben her zaman güzelden öte, farklı biri olduğumu hissettim. Görünümleriyle öne çıkmaya can atan çok güzel kadınlar tanıyorum. Bu anlayış bana çok ters. Bence birey, fiziksel özelliklerinden ziyade yaptığı işlerle öne çıkmalı.”
Malin, bu konuda kesinlikle sıkıntı çekmiyor. 2009 senesinde vizyona giren popüler çizgi roman uyarlaması Watchmen filminde, Silk Spectre isimli bir femme fatale rolü oynayarak gönüllere taht kurdu. Onu tekmeler savururken, alevlerin içine dalarken ve vücudunu sıkıca saran seksi kostümü içinde kötü güçlerle mücadele ederken sadece birkaç dakika izlemek, bu kadının her şeyin üstesinden geleceğini düşünmemize yetiyor.
Malin hayatı boyunca öyle başarılar göstermiş ki, onun da süper güçlere sahip bir kahraman olduğunu düşünmek zor değil. Stockholm doğumlu yıldız, iki yaşındayken model annesi ve sigorta uzmanı babası ile beraber Toronto’ya taşınmış. Annesiyle birlikte moda çekimlerine gittiği günlerde modelliğe merak sarmış. (O zamanlar okulu asmak için bunun mükemmel bir sebep olduğunu söylüyor.) 16 yaşında Ford Supermodel of Canada yarışmasını kazanan yıldız, daha sonra modellik yapmak yerine eğitimine önem vermeye karar vererek Toronto’daki York Üniversitesi’ne kaydolmuş. Amacı bir gün çocuk psikoloğu olmakmış. Bir sene sonra ise üniversiteyi “kısa bir süreli-ğine” bırakarak hayata atılmaya karar vermiş.
MACERA BAŞLIYOR
Kaliforniya’ya gelen Malin birkaç küçük rol kapmayı başarmış; bunlardan biri de Harold & Kumar Go to White Castle adlı kült filmmiş. Ayrıca alternatif rock grubu The Petalstones’un solisti olmuş. Bugün rahatlıkla itiraf ediyor: “American Idol yarışmasına katılsaydık ilk elemelerden asla geçemezdik.
İlk şarkımızı kaydedebilmek için aylarca prova yapmıştık. Gruptaki elemanlar sabırla şarkı söylememi bekliyordu ama ben nasıl şarkı söyleneceğini bilmiyordum.” 2005 senesinde Stung albümünü piyasaya çıkaran grup, daha sonra hiçbir plak şirketiyle anlaşamayınca dağılmış. Ama Malin gruba sırtını dönüp gidememiş. 2007 Haziran ayında, grubun davulcusu Roberto Zincone ile İtalya’nın Amalfi sahillerinde dünya evine girmiş: “Oyunculuğa geri döndüm ama kocamı alıkoydum!”
Müzik dünyasının kaybettiği cevher, ekranların mücevheri oldu. Malin, Friends dizisinden tanıdığımız Lisa Kudrow’un da oynadığı The Comeback dizisinde seyirciyle buluştu. Bu deneyimini iki film projesi izledi: Önce 27 Dresses filminde Katherine Heigl’ın entrikacı kardeşini oynadı; sonra The Heartbreak Kid filminde Ben Stiller’ın asabi müstakbel karısını canlandırdı. Bunun zorlayıcı ama muhteşem bir deneyim olduğunu söylüyor. Setteki ilk hafta, Ben Stiller gibi usta bir oyuncuyla karşı karşıya geldiğinde mahvolduğunu düşünmüş. Her gece ağlayarak kocasını arayıp dert yanıyormuş. (“Ben bu işi yapabileceğimi nasıl düşündüm ki?”) Ama kendine olan güveni yavaş yavaş yerine gelmiş. Komik bir seks sahnesinde Ben Stiller’ın meme uçlarını sıkmayı, güneşten kızarmış burnunu kırıştırıp homurdanma mimikleri yapmayı, hatta sesli bir şekilde gaz çıkarmayı becermiş! Rolü ne kadar saçmalaşırsa o kadar iyi olduğunu söylüyor.
Filmin galası ise başka bir hikâye. Beş dakika içinde, kocasının, annesinin ve salonda bulunan herkesin göğüslerini göreceğini düşünerek panik olmuş. Ama endişelenmesine hiç gerek yokmuş. Kocası film boyunca katıla katıla gülmüş, annesinin de gülmekten gözünden yaşlar gelmiş. Malin, annesinin hiç de tutucu biri olmadığını söylüyor.
SARIŞIN TUTKU
Aptal sarışın olarak lanse edilmek istemeyen Malin, lateks kostümünü giyip Watchmen setindeki fantezi dünyasına atlayıverir. Kostümünün pek de rahat olmadığını söylüyor. Bir savaşçının omuzlarına sahip olabilmek için o kadar dar bir korse giymiş ki, beli sekiz santim incelmiş. Hikâye, Richard Nixon’ın hâlâ ABD Başkanı olduğu 1985 senesinde geçiyor. ABD ve Rusya arasında nükleer savaş tehlikesi var ve sokaklarda süper kahramanlar dolaşıyor. Filmde Carla Gugino’nun kızı Silk Spectre’yi oynayan Malin, hikâyede politika, entrika ve aşk olduğunu söylüyor. Filmde birden fazla ilişki yaşıyor; Doktor Manhattan ile olan beraberliğini noktalayıp Patrick Wilson tarafından canlandırılan Night Owl karakterinin kollarına koşuyor. Yani oynadığı karakter epey eğlenceli.
ÇETİN CEVİZ
Silk Spectre, adam da dövüyor! Malin bu yüzden, filmin çekimleri başlamadan bir ay evvel, eskiden Amerikan Deniz Kuvvetleri’nde görev yapan Fitness Uzmanı Logan Hood ile birlikte çalışmaya başlamış ve dövüş sahnelerine günde tam altı saat çalışarak hazırlanmış. Kolay değil, filmin bir sahnesinde üç adamı birden pataklıyor! Egzersiz planında zorlu yengeç yürüyüşleri, mekikler ve 22 kiloluk kum torbalarını yumruklamak da varmış.
“Egzersizin ilk haftasında kendimi 80 yaşında bir kadın gibi hissettim” diyor. Rol arkadaşı Wilson ise ona göre daha şanslıymış: “Onun kostümü zaten kaslı olarak tasarlanmıştı, bense benimkileri geliştirmek zorundaydım!”
Malin’in bu zorlu egzersiz planına, antrenörü tarafından oluşturulan sıkı bir beslenme programı da eşlik etmiş. Bu programa çekimler esnasında sıkı sıkıya bağlı kaldığını ama artık uygulamadığını söylüyor. Bir dilim brownie ya da bir kadeh şaraba asla hayır diyemiyormuş: “Hele çikolatayı görünce asla dayanamam.” Malin’in bir başka takıntısı ise Nutella: “Kaşığı kavanoza daldırıp afiyetle yiyorum. Haftada bir kavanozu rahatlıkla bitirebilirim.” Ama yine de kilo alıyormuş gibi görünmüyor. Omzunu silkerek, “Hep zayıf bir insan olduğum için benden nefret etmeyin” diyor. “Ben şanslı biriyim.”
TATLI HAYAT
Onun hayat hikâyesine bakınca gerçekten de şanslı olduğuna kanaat getirebiliriz. Zincone ile olan evliliğinin de büyük bir şans olduğunu düşünüyor: “Roberto bana her konuda destek oluyor. Önceleri insanlar ancak beş sene evli kalabileceğimizi düşünüyordu. Ama ilişkimiz günden güne daha da iyiye gidiyor.” Çalışmadığı zamanlarda genellikle Los Angeles’taki evlerinin balkonunda makarna yiyip şarap içiyorlarmış. Annesiyle babası o altı yaşındayken boşanan Malin, eşinin geniş İtalyan ailesi ile vakit geçirmeye bayılıyormuş: “İtalya’ya her gidişimizde ailenin yeni bir üyesiyle tanışıyorum!” Çocuk yapmaya karar verdiklerinde İtalya’ya taşınma ihtimalleri olduğunu söylüyor: “Ben her zaman çok çocuğum olsun istemişimdir. Sanırım iki çocuk yapıp bir tane de evlat edineceğiz.”
Malin şimdilik yatağının kenarında duran psikoloji kitaplarını okuyarak ve Moveon.org sitesindeki siyasi haberleri takip ederek zaman geçiriyor. Kendini “İsveçli ve Kanadalı karması” olarak tanımlayan yıldız, ABD’de oy kullanamadığını söylüyor. Hayatta tek arzusu rutine takılıp kalmamakmış.
Zaten öyle bir problemi de yok. Görünüşe bakılırsa onun hayatı alternatif rock, komik film kareleri, eskiden asker olan fitness uzmanları ve köpek balıkları ile yeterince renklenmiş!
Eğer bir süper kahraman olsaydım…
En çok sahip olmak istediğim güç:
Kesinlikle uçabilmek. Rüyalarımda hep uçarım, bu mükemmel bir his. Hem Los Angeles trafiğine takılmadan kanatlanmak hiç de fena olmazdı.”
Kostümüm nasıl olurdu?
“Lateks yerine daha fazla hareket özgürlüğü verecek bir materyalden olurdu. Catwoman tarzı siyah renkli seksi bir kıyafet isterdim, biraz gösteriş için gümüş kemeri de olmalı tabii. Böy¬lece kötü adamlarla kavga edemiyorsam bile onlara gözdağı verebilirdim.”
Batman mi daha seksi, Superman mi?
“Batman! O çok nazik ve karizmatik bir kahraman. Sakin görünümünün ardında karanlık bir ruhu da var. Superman ise biraz fazla sevimli ve sıradan.”
Kahramanlık hatıram:
“13 yaşındayken İsveç’te bir yelken kulübündeydim. Benim botumdaki bir çocuk yelken tarafından vurulunca denize düşmüştü. Hemen suya atlayıp onu kurtardım.”
En iyi intikam nasıldır:
“Bu konuda yalan söyleyemem, intikam hırsıyla dolduğum zamanlar oldu. Ama her zaman hayatın adaletine inandım. Karma, insanı ödüllendirebilir de, cezalandırabilir de…”

Dövüş makinesi
Malin eskiden Amerikan Deniz Kuvvetleri’nde görev yapmış olan Antrenör Logan Hood ile çalışıyor. Onun tavsiyeleri ile sen de Malin’in fiziğine sahip olabilirsin.
NASIL EGZERSİZ YAPMALISIN?
Üç boyutlu düşün
Hood, her egzersizin üç değişkeni olduğunu söylüyor: Ağırlık, yoğunluk ve miktar. Vücudunu şaşırtmak için her defasında bunların birine yoğunlaş. Mesela bir gün kaldırdığın ağırlığı arttırıp tekrarları azalt; ertesi gün ağırlığı azaltıp bir set daha ekle; başka bir gün standart ağırlıklarını kullan ama daha hızlı olarak daha fazla tekrar yap.
Mekikten vazgeçme
Omuz, biseps ve sırt kaslarını güçlendiren bu egzersiz, üst gövdeni çalıştırır. Yapmakta zorlanıyor musun? O zaman plank pull hareketini dene:
Ağırlık barının altına sırtüstü uzanıp barı kavra; vücudun dümdüz olmalı. Dirseklerini kırıp göğsünü bara doğru yaklaştır. Tekrar başlangıca dön. 10 kez tekrarla.
Kürek çek
Ağırlık çalışmaya başlamadan evvel 10 dakika kürek çekme aletinde çalışarak kas ve eklemlerindeki kan dolaşımını hızlandır. Hood, kürek çekme aletinin yürüme bandından ya da kondisyon bisikletinden daha iyi olduğunu söylüyor. Çünkü sadece bacaklarını değil, üst gövdeni ve karın kaslarını da çalıştırıyor.
Seri egzersizler yap
Ağırlık ve kardiyo egzersizlerinden oluşan bir plan yap. Önce bir set şınav çek, ardından bir dakika ip atla. Bir set squat’ın ardından tekrar ip atla. Ağırlık ve kardiyo egzersizleri arasında bu şekilde gidip gelmeye devam et. Hood, bu şekilde kalbinin hızlı atmasını sağlarken kaslarını da güçlendireceğini söylüyor.
NASIL BESLENMELİSİN?
İşlenmiş karbonhidratları en aza indir
Pek çok ekmek çeşidi, kurabiyeler, çikolata, beyaz pirinç, neredeyse bütün kahvaltılık gevrekler, bal ve mısır şurubu veya şeker içeren her tür besin, uzak durman gerekenler arasında. Hood, karbonhidrat tükettiğin anda kan şekerinin yükseldiğini, böylece vücudun yağ depolamasına yol açan insülin hormonunda artış meydana geldiğini hatırlatıyor.
Günde beş öğün ye
Günde üç ana, iki de ara öğün yemelisin. Ara öğünlerin biri kahvaltı ve öğle yemeği arasında, diğeri ise öğle ve akşam yemeği arasında olmalı. Hood, böylece gün boyu enerjik kalacağını söylüyor: “Ayrıca az ve sık yemek, üç büyük öğün yemek kadar sindirim sistemini yormaz.” Beş öğün yemek kan şekerini de dengeler; böylece gün içinde ruh hâlin değişmez veya açlık krizlerine girmezsin.
Proteini arttır
Hood, Zone diyetinden ilham alan bir beslenme sistemi öneriyor. Her ana ve ara öğünde dengeli şekilde protein, kompleks karbonhidrat ve yağ bulunmalı; böylece vücutta insülin artışı kontrol altına alınır. Tavuk, hindi eti ve az yağlı yoğurtta bulunan protein çok yararlıdır çünkü egzersizlerden sonra kasların yeniden yapılanmasını sağlayan amino asitler içerir.
Değersiz sıvılar içme
Meyve suyu, vanilyalı latte ve gazlı içecekleri sınırla. Bunlar gereksiz şeker ve kalori deposudur. Hood sıvı tüketmenin üç sebebi olduğunu hatırlatıyor: “Susamışsan su içersin, enerjiye ihtiyacın varsa kahve içersin, rahatlamak istiyorsan da votka-martini ya da ona benzer basit bir içki içersin. Yani mojito yok.”
Evet, diyet kola da yok
Asitli içeceklerde kullanılan tatlandırıcıların zararlı olup olmadığı konusunda hâlâ karar verilemedi ama Hood yine de bunlara karşı: “Tatlandırıcılar insülin artışına neden olur ya da psikolojik olarak seni tatlı bir şeyler yemeye hazırlar. Bunlar sıfır kalorili olsa bile zararlıdır!”

Yazı: Dimity McDowell / Derleyen: Ece Çağlar / Fotoğraflar: Don Flood

BENZER YAZILAR