Yanlış Teşhise Geçit Verme

Untitled-1

Yanlış Tanının Yolları
Tipik bir doktor randevusunda semptomlarınızı söyler, muayene olur ve belki birkaç test yaptırmanız gerekir. Ardından doktorunuzun test sonuçlarındaki bilgileri bir puzzle’ın parçaları gibi değerlendirmesi ve bir sonuca varmak için birleştirmesi gerekir. Ve bu sürecin sonucunda bir teşhis oluşur. Teşhisi genellikle sizi rahatsız eden şeyi tanımlayan bir ya da birkaç belli belirsiz tezden oluşan bir etiket olarak düşünebilirsiniz.

Yanlış teşhis: Doktorunuz şikâyetlerinize yanlış etiket, yani isim veriyor.

Gecikmiş teşhis: Doktorunuz probleminize kısa sürede teşhis etmek için yeterli bilgiye sahip ama semptomlar kesinleşmeden harekete geçmiyor.

Gözden kaçan teşhis: Doktorunuz semptomlarınızı açıklayan belli koşulları hesaba katmayı tamamen ihmal ediyor.

Teşhis hataları çoğunlukla radara yakalanmıyor. Martin örneğini ele alalım. Mesela, sağlık ocağındaki doktor Martin’e –hem de belirtileri sıradan bir soğuk algınlığıyla bu kadar benzeşirken- nadir görülen enfeksiyon teşhisi koyma becerisini gösterseydi ne olurdu? Peki ya ikinci ya da üçüncü doktor? Bu arada Martin de doğada bir hafta geçirmek gibi kilit bir bilgiyi görüştüğü doktorlara söylemediği için suçun bir kısmını üstlenmeli. Maalesef çoğu hikâye bu kadar alelade değil.

Yanlışın Bedeli

Doğru teşhis, hastanın göreceği tedavinin muhtemelen en önemli aşaması. Zira sağlık probleminize ilişkin başlangıçtaki varsayım devamındaki tedavi sürecinin de belirleyicisi oluyor. Bu durum hayati risk yaratabileceği gibi başka olumsuz sonuçları da doğuracaktır. Hatalı tanılarla sağlık kurumlarına ve profesyonellerine şüpheci yaklaşmanıza yol açabiliyor. Daha da kötüsü başvurduğunuz ve gelecekte başvuracağınız doktorlara güven duymamaya başlıyorsunuz. Öte yandan yanlış tedavi yoluna sapmak size maddi olarak da darbe vuracaktır.

Risk Altında Mısınız?

Dünya çapında yapılan araştırmalar gösteriyor ki hastane, poliklinikler ve acil servisler de dâhil olmak üzere hatalı teşhislerin görülme oranı yüzde 10 ile 15 arasında değişiyor. Tıp teknolojisindeki etkileyici gelişmelere rağmen bu oran hiç düşmedi. Yani, kulağa havalı gelen bir genetik test veya pahalı bir MR taraması yaptırdığınızda tanıda hata riskini sıfıra indirdiğinizi düşünmeyin. Dahası, yanlış teşhis vakalarının sadece nadir görülen, sıra dışı hastalıklardan ibaret olduğunu da sanmayın. Aksine, yaygın hastalıklara sahip hastalar bu durumla daha sık karşılaşıyor.

Hata Nasıl Meydana Geliyor?

Doktorlar da insan. Onlar da yorgun, aç, depresif, karmaşık ve kızgın olabiliyor. Çoğunlukla yoğun bir programla ve kaotik ortamda çalışıyorlar. Bazı şeyleri unutuyor, bazılarını hiç öğrenmemiş oluyorlar. Bir kısım doktor fazlasıyla kendinden emin, bir kısmıysa hata yaptıracak kadar tedirgin davranabiliyor. Bu gerçekler, teşhisi koyacak beyinlerin nasıl çalıştığını da anlamamıza yardım ediyor. Siz probleminizi tarif ederken doktorunuz iki tip akıl yürütmeye yönleniyor. Bu akıl yürütme işini bir devre gibi düşünün. İlki, hızlı bir yargıya varmak için kısa, basit olanı. İkincisi ise biraz daha kafa yormayı ve analitik düşünmeyi gerektiren görece kompleks ve büyük bir devre. Ancak her ikisinde de kısa devre olabilir. Nasıl mı? Hızla yargıya varmaya hevesli bir doktor kaçınılmaz olarak önyargılara saplanacaktır. Eğrisini doğrusunu uzun uzadıya düşünen doktorsa, hatayı saf dışı bırakır gibi görünebilir ama gereğinden fazla faktörle ilgilendiğinden yanlış yöne gidebilir.

Yanlış Teşhisten Nasıl Kaçınırsınız?

Doktorunuzun ruh hâlini, hafızasını, yorgunluk seviyesini değiştiremeyeceğiniz gibi son araştırmalardan ne kadar haberdar olup olmadığını da bilemezsiniz. Ama kendinizi farklı yollarda güvenceye alabilirsiniz. Okumaya devam edin.

BENZER YAZILAR