Yaz Aylarında Diyabet

Ülkemizde her 100 kişiden 13’ünün ortak problemi diyabet. Peki yaz aylarında nasıl beslenmek, nasıl spor yapmak gerekiyor?

Genellikle 30 yaş sonrasında ortaya çıkan tip 2 diyabet, son yıllarda ergenlik çağında, hatta çocukluk döneminde bile sıkça görülmeye başlandı. Sağlıksız beslenme, hareketsiz yaşam ve obezitenin giderek artması diyabet sıklığındaki artışta kilit rol oynuyor. Diyabet hem tek başına, hem de yol açtığı kalp ve damar hastalıkları, böbrek yetersizliği, görme problemleri ve sinir hasarı gibi birçok ciddi problemler nedeniyle hayat kalitesini düşürüyor, daha da önemlisi insan ömrünü kısaltabiliyor. Güzel haber şu ki, düzenli tedavinin yanı sıra yaşam alışkanlıklarına dikkat edildiği takdirde diyabetle sağlıklı ve uzun bir yaşam sürmenin mümkün olabiliyor. Diyabet hastalarının yaz mevsimine uygun önlemler alması da bu hastalığa bağlı oluşabilecek çeşitli sorunların önlenmesinde anahtar bir role sahip. Zira gerekli önlemler alınmadığı takdirde kan şekerinin yükselmesi ve böbreklerde hasar oluşması gibi ciddi sorunların gelişebiliyor.

Ara öğünü atlamayın, dengeli beslenin

Kan şekerini ideal seviyede tutabilmek için dikkat etmek gereken en önemli nokta, sağlıklı beslenmek olmalı. Düzenli ve dengeli bir beslenme programı oluşturarak kan şekeri dengesizliğine bağlı olarak gelişen sürekli açlık hissetme, yorgunluk, baş dönmesi ve bulanık görme gibi olumsuz etkileri ortadan kaldırmak mümkün olabiliyor. Kan şekeri düzeyinin ideal seviyede kalması için 3 ana ve 2 veya 3 ara öğün şeklinde beslenmeye özen göster. Ayrıca glisemik indeksi yüksek olan meyveler, tatlılar ve hamur işleri gibi besinlerden de uzak durmalısın. Kilo alımı ve tansiyon yükselmesi gibi sorunlara neden olabildiği için ağır ve yağlı yiyeceklerden kaçınmak da çok önemli.

Susuzluğunuzu meyve suyu ile gidermeyin

Yaz aylarında su tüketimini artırmak diyabetliler için çok önemli. Çünkü sıvı kaybı diyabet hastalarında kan şekerinin yükselmesine, hatta böbrek yetmezliğine davetiye çıkarabiliyor. Bu nedenle, aşırı terleme sonucu alt üst olabilen elektrolit dengesinin sağlanması için sıvı tüketimi mutlaka artırmalı. Ancak sıcak havalarda hem serinlemek hem de sıvı ihtiyacımızı karşılamak için genellikle soğuk meyve suları ve gazlı içecekler tüketmek gibi önemli bir hataya düşüyoruz. Bazen de tercihimizi çay ve kahveden yana kullanıyoruz. Meyve suları ve gazlı içecekler kan şekerinin oynamasına neden olurken, kafein içeren çay ve kahve de vücuttan daha fazla sıvı kaybına yol açabiliyor. Unutma ki hiçbir sıvı suyun yerine geçmiyor. Dolayısıyla yaz mevsiminde 2.5 litre su içmeyi asla ihmal etmeyin!

Yaz meyvelerine dikkat et!

Glisemik indeksi yüksek besinler kan şekerini hızla yükselttikleri için bu tür besinleri tüketmekten kaçının. Karpuz, kavun, üzüm, çilek ve incir gibi yaz meyveleri de yüksek glisemik indeksine sahipler. Dolayısıyla bu tür meyveleri 1 küçük porsiyon şeklinde (glisemik indeksi ve kalorisi ayarlanarak) tüketmelisiniz. Yüksek glisemik indeksli meyvenin yanında süt ürünü tüketmek glisemik indeksini düşürüyor. Ayrıca meyvelerde tarçın kullanımı da kan şekerini dengeleyici etkiye sahip oluyor.

Seyahate çıkmadan önce doktorunuzu arayın

Diyabet seyahate engel bir durum değil. Ancak, yemek düzenindeki değişiklikler, fiziksel aktivitenin artışı ve medikal tedavide rutin uygulamanın dışına çıkma gerekliliği seyahatte kan şekeri düzeyini olumsuz yönde etkileyebiliyor. Doç. Dr. Özlem Çelik seyahate çıkarken dikkat etmen gereken noktaları şöyle anlatıyor: “Seyahate çıkarken yanına yeterli miktarda şekersiz sıvı ve su almalı, çantanda özellikle hipoglisemi halinde kullanmak üzere meyve suyu, kesme şeker veya glukoz tabletleri ya da bisküvi bulundurmalısınız. Özellikle uçakla yapacağın seyahat öncesinde, seyahat planını (kalkış saati, yolculuk süresi, yemek saati, sunulan yemekler ve varış saati) öğrenerek hekimini bilgilendirmeli ve neler yapmanız gerektiğini öğrenmelisiniz.

Bu saatlerde güneşe çıkmayın

Güneş çarpması sağlıklı kişileri bile tehdit ederken diyabet hastalarında kalp krizi ve beyin kanaması gibi ciddi problemlere yol açabiliyor.  Bu nedenle güneşin zararlı ultraviyole ışınlarının yeryüzüne dik geldiği 11.00 – 16.00 saatleri arasında sokağa çıkmamak gerekiyor. Çıkmak gerekiyorsa da mümkün olduğunca gölgede kalmaya ve başınızı şapkayla korumaya özen gösterin. Yüzü, kolları ve elleri sık sık soğuk suyla serinletmenizde de fayda var. Sabah erken saatlerde veya akşamüstü güneş ışınlarının eğik geldiği zamanlarda güneşlenin ve bunu 20-30 dakika gibi süreyle kısıtlamaya dikkat edin.

Ayaklarını bol bol nemlendirin

Ayak cildinde kuruluk ve çatlaklar, nasır, mantar, tırnaklarda kalınlaşma ve şekil değişimi gibi problemler yaşamamak için ayak bakımını ihmal etmemeniz çok önemli. Ayağını her zaman temiz ve nemli tutun. Bunun için her gün mutlaka duş alın ve ardından ayağınızı cildinize uygun bir ürünle nemlendirin. Ayak tırnaklarınızı yuvarlak değil, düz kesmeye özen gösterin. Ayaklarınızı, özellikle de parmak arası ve tabanınızı kontrol edin ve herhangi bir renk değişikliği veya yara oluşumu olup olmadığını gözlemleyin.

Parmak arası terlik giymeyin

Diyabet hastalarında ayak ve cilt bakımı ayrı bir önem taşıyor. Bunun nedeni ise yaz aylarında ayakların sık travmaya maruz kalması ve ciddi enfeksiyonlar gelişebilmesi. Doç. Dr. Çelik yaz mevsiminde dar ayakkabı ve parmak arası terlik giymemeniz gerektiğini vurgulayarak, minik bir çizik bile en ufak bir darbeyle iyileşmesi güç olan bir yaraya dönüşebildiğini, uzun vadede diyabetik yara enfeksiyonları ve uzuv kaybı gibi ciddi sorunlara yol açabildiğini söylüyor. Yine aynı nedenle kumsalda, denizde veya taşlı arazilerde çıplak ayakla dolaşmamaya özen gösterin.

Spor şart. Ancak…

Egzersiz ve spor hayatın mutlaka bir parçası olmalı. Bunun nedeni ise düzenli egzersizin hem kilo vermene katkı sağlaması, hem de insülin direncini ortadan kaldırması. Gün içinde yapacağınız 40-50 dakikalık yürüyüş en çok önerilen egzersiz türü. Ayrıca yazın bol bol yüzebilir, bahçenizle ilgilenebilirsiniz. Ancak bunlar için akşam saatlerini tercih etmeli, güneş altında kesinlikle bulunmamalısınız.

Rutin kontrollerini mutlaka yaptırın

Sıcak hava, güneş ve tatilin rehavetine kapılıp rutin kontrollerinizi asla ihmal etmeyin. Çünkü diyabet yaz mevsiminde böbrek yetmezliğinden tansiyon problemi ve kalp krizine dek birçok hastalığı tetikleyebiliyor. Düzenli yapılan endokrinolojik, kardiyolojik ve göz muayeneleri ile EKG gibi kardiyolojik ve ihtiyacınıza göre belirlenen laboratuvar tetkikleri sayesinde hem ilerde gelişecek olan komplikasyonlar önlenebiliyor, hem de erken evre tespit edilen böbrek yetersizliği geri döndürebiliyor. Bu nedenle kullanılan insülin ve ağızdan ilaç kullanımı, takip edilen kan şekeri durumunun hedefte olup olmamasına göre, hekiminin belirlediği 3-6 aylık aralarla kontrollerine mutlaka devam edin.

İlaçlarınızı serin ortamda saklayın

İnsülin kullanan hastalarda sıcaklar büyük bir önem taşıyor. Çünkü insülin enjeksiyonu yapıldığında eğer hava çok sıcaksa ciltteki damarlar genişleyeceği için insülin çok daha kolay emiliyor. Bu nedenle soğuk havalara göre daha güçlü bir etki görüleceği için yazın insülin dozunu azaltman gerekebiliyor. Bunun için doktorunuzla mutlaka iletişim halinde olmalısınız. Ayrıca aşırı sıcakta dışarıda bıraktığınız insülin kalemleri bozulabiliyor, etkinliğini kaybedebiliyor. Bu yüzden insülin kalemlerinizi kullanmadığınız sürelerde buzdolabının yumurta bölümünde ya da en azından 25 derece altı ortamlarda saklamaya özen gösterin.

BENZER YAZILAR