Yeni Bir Ben

Gelecekteki Seni Bugünden Yarat

Koşuyu bana bu kadar sevdiren neydi? Bunu düşünmeye başladım. Her ne kadar bedenen yapılan bir eylem olarak görünse de, bunun böyle olmadığını anlamıştım. Koşarken yer benim, toprak benimdi. Ruhum özgürce kanatlanıyordu. Yanımda gerçekte hiç olmayan ama varlığını hissettiğim bir şey vardı. Bazen ben konuşuyor, çoğu zaman da onu dinliyordum. Bir süre sonra konuşanın kim olduğu karışıyordu. Çokluktan tekliğe ulaşıyordum. Bu benim için büyük bir zevkti.

Bir zaman geçtikten sonra kilo verememeye başladım. Bir şeyler ters gidiyordu ve buna çözüm bulamıyordum. Bir profesyonelden yardım almanın zamanı gelmişti. Kısa bir arayıştan sonra koşu ve beslenme hocamı bulmuştum. Çok şanslıydım. Hocam alanının en iyisiydi. Artık yeni bir beslenme ve koşu programım vardı. Bunun yanına kuvvet antrenmanları ilave edilmişti. Yardım almaya başladıktan bir ay sonra vücudumda inanılmaz değişiklikler olmuştu. Yağdan kilo verirken vücudumdaki kas miktarı artmıştı. Aynaya baktığımda gördüğüm, yeni bir bendim. Bir hayal gerçek olmuştu, ideal kiloma ulaşmıştım. Bu süreçte bana her konuda destek olan, şimdiki “ben”in mimarı, hocam Neval Gördük’e teşekkürü borç biliyorum. Sırada yarışlara katılmak vardı. Yeni kuralım sadece kendimle, bir önceki performansımla yarışmak olacaktı. Hikâyem boyut değiştirerek devam edecekti.

Neval Hocam, “Erkan, yarışlara katılma zamanın geldi. Sana bir yarış bakalım” dediğinde çok heyecanlandım. Nedense kendimi bu fikre hiç hazır hissetmiyordum. Eksikliklerim vardı ve bunları tamamlamadan arzuladığım performansı gösteremeyeceğimi düşünüyordum. Aklıma 2,5 km’yi nefes nefese, zorlanarak koştuğum günler geldi. Şimdi nasıl olur da bir yarışa katılırdım? Sonra kendime haksızlık ettiğimi, beslenme ve antrenman programlarıyla çok yol kat ettiğimi düşündüm. Neval’in önerdiği yarış, Runatolia Yarı Maratonu oldu. Mükemmeliyetçi yanım ağır bastı ve bu teklifi kibarca reddettim. Katılmak istediğim yarış, iki ay sonra yapılacak olan İstanbul Yarı Maratonu’ydu. Böylece ilk yarı maratonumu doğduğum, büyüdüğüm topraklarda koşmaya karar vermiştik. Benim için tasarlanan beslenme ve antrenman programıyla yarışa hazırlanmaya başladım. Günler hızla geçiyor, yarış zamanı yaklaşıyordu. Henüz yarışta nasıl koşacağıma karar vermemiştik. Neval Hoca bu kararı bana bırakmıştı. Performans koşusu veya antrenman koşusu yapacaktım. Yarış başlayıp da ilk kilometreler koşulana kadar buna karar vermemiştim.

Yarış günü, ilk yarı maratonumu koşacak olmanın sevinciyle uyandım. İçim kıpır kıpırdı. Fıstık ezmesi ve muzdan oluşan leziz öğünümü yedikten sonra, neşe içinde hazırlıklarımı tamamlayarak yola koyuldum. Bir gün öncesinden karbonhidrat yüklemesi yapmıştım. Neval Hoca ile Yenikapı’da buluştuk. Çanta tesliminden sonra ısınma hareketlerine başladık. Zaman gelmiş ve biz de başlama noktasındaki yerimizi almıştık. Başlangıç noktası kalabalık olduğu için bize yarış başlangıcından 2 dakika 45 saniye sonra sıra geldi ve start aldık. İlk 2 km beraber rahat bir tempoda koştuk. Bu kilometreden sonra performans koşusu yapmaya karar verdim. Neval Hoca ile göz göze geldik. Ne istediğimi anlamış ve onaylamıştı.

Artık bitişe kadar olan yolculuğum başlamıştı. Yarış boyunca birçok arkadaşımı gördüm. Tanıdık yüzler görmek, dostça gülümsemeler, karşılıklı edilen iyi temenniler ve İstanbul’un eşsiz manzarası eşliğinde koşmak harikaydı. Büyüleyici atmosferde mesafeleri kat etmeye devam ettim. Her güzel şey gibi bunun da sonu vardı ve finiş çizgisi görünmüştü. Kendimi yarış boyunca iyi hissettiğim ve bitişe güçlü girdiğim bir yarış geride kalmıştı. İlk yarı maratonumu bitirmiştim ve çok mutluydum. Bir kez daha anladım ki, gelecekteki seni yaratmak için bugünden bir şeyler yapman gerekiyor.

BENZER YAZILAR