Cilt kanseri vakalarının yüzde 90’ı UV ışınlarına maruz kalınması sonucunda oluşuyor. Yeni keşfedilen bu gen, ne kadar risk altında olduğun hakkında ipuçları verebilir.
Cilt kanseri vakalarının sayısı her yıl gittikçe artıyor. Hatta bu sayı göğüs kanseri, akciğer kanseri, kolon kanseri ve prostat kanseri vakalarının toplamından bile daha fazla. İstatistikler endişelendirmeye devam ediyor. Çünkü her beş insandan birisinde cilt kanseri geliştiği belirtiliyor.
Öncelikle, iki farklı cilt kanseri çeşidinin olduğunu bilmen gerekiyor: Melanom ve non-melanom cilt kanseri. Melanom cilt kanseri, cilt kanseri vakalarının yüzde birlik dilimini oluştursa bile, ölümcül olduğu için en çok korkulması gereken cilt kanseri türü olarak bildiriliyor. Non-melanom cilt kanseri ise skuamöz hücreli karsinom ve bazal hücreli karsinomlarını kapsıyor. Öldürücü olmasa bile, tedavi edilmediği taktirde bu deri hücreleri biraz fazla büyüyebiliyor ve çirkin bir görünüme yol açabiliyor. Buna yol açan başlıca etken ise UV ışınları. Cilt kanseri vakalarının yüzde 90’ı güneşten kaynaklanıyor. Düzenli ve yeterli güneş kremi kullanımının cilt kanseri riskini önleme konusunda en etkili yöntemlerden biri olduğu bilinse de, yeni bir araştırma, söz konusu risk faktörleri arasında genlerin de bulunabileceğini belirtiyor.
İlgini çekebilir: Güneş Işınlarından Hangi Cilt Tipi Nasıl Korunmalı?