YEŞİL SAHALARIN MATADORU: RAUL

2SADAKAT

Real Madrid’i o dönem Jorge Valdano çalıştırıyordu. Önceki iki sezonda Tenerife’yi çalıştıran ve her iki sezonda da son haftada Real Madrid’i yenerek, şampiyonluğu Barcelona’ya kaptırmalarına sebep olan Valdano; Real Madrid’e geçtiği ilk sezonda hem Raul’a forma verdi hem de takımı şampiyon yaptı. Raul ise hocasına teşekkür olarak, ilk çocuğuna onun adını verdi. Daha ilk sezonunda Valdano’nun motivasyonuyla lige hızlı başlayan Raul, ilk 7 maçında 13 gol atmıştı. Bu çocuk denecek yaştaki İspanyol, bir anda forma satışlarını artırmış, gazete manşetlerini süslemeye başlamıştı. Elbette ki kralın takımı Real Madrid, her zaman yıldız oyuncuların adresi olmuştur ancak 2003 yılında kaptanlık bandını da koluna takan bu adam, Madrid tarihine damgasını vurmaya hazırdı. Valdano ise bu genç yeteneği “Raul’un özelliklerini alt alta yazarsanız, aslında Real Madrid’in özelliklerini yazmış olursunuz. O günümüzün Di Stefano’su” diye anlatıyordu.

Bu arada transfer teklifleri bitmek bilmiyordu. Rus milyarder Roman Abramoviç, Chelsea’yi satın aldığında ilk olarak Raul’u kadroya katmak istemişti. O günün şartları için inanılmaz bir teklif yapıp 70 milyon avro önermişti. Başkan Perez ise “Raul satılık değil. Belki 180 milyon avro getiren olursa onu satabilirim. Ancak bunu da dünya üzerinde yapabilecek tek takım Real Madrid” diyerek noktayı koymuştu. Sadece başkan değil, İspanya Kralı Juan Carlos da Raul’un ülke sınırları dışına çıkmasına pek razı değildi. “Raul, Madrid’in meleği. Raul Madrid, Madrid de Raul’dur” demişti. Chelsea, Raul’u İngiltere’ye getirememişti belki ancak İngiltere’den bir başka büyük teknik adam zaten onun gelmesini pek istemiyordu. “Onun seyahatlerden hoşlanmamasını umut ediyorum çünkü onu önlememizin tek yolu, İngiltere sınırları içine sokmamak. Real çok büyük oyuncular transfer etti ve ediyor. Figo, Zidane, Ronaldo… Bana göre ise Raul hepsinden daha iyi. O, dünyanın en iyisi!” Bu sözler, nice büyük futbolcular yetiştirmiş olan Sir Alex Ferguson’a ait.

BENZER YAZILAR