YEŞİL SAHALARIN MATADORU: RAUL

4AYRILIK DA SEVDAYA DAHİL

16 yıllık Real Madrid kariyerinde tek bir kırmızı kart görmeden, altı La Liga, dört İspanya Süper Kupası, üç Şampiyonlar Ligi, bir Avrupa Süper Kupası ve iki Kıtalararası Kupa olmak üzere, toplam 16 kupa kaldıran Raul, bu yıl Cristiano Ronaldo rekorunu kırana kadar Real Madrid tarihinin en çok gol atan oyuncusuydu. 2010 yılında bir perşembe akşamı, 80 bin taraftar ve İspanya Kralı, matadora veda etmek için Santiago Bernabeu’da toplandı. Raul yine gol attı. Tribünler “Sonsuza kadar büyük kaptansın” diye tezahürat yaptı. O gece Kral ona Real Madrid’in şampiyonluk kutlama alanı olan Cibeles Çeşmesi’nin değerli bir maketini verip veda ederken, kameralar Raul’u ağlarken görüntüledi.

33 yaşındaydı ve futbol oynamaya devam etmek istiyordu. “Real Madrid’de 16 yıl geçirdim. Kariyerimin en güzel yıllarıydı ve harika bir neslin parçası oldum. Ailem ve ben, hayatımızda yeni bir heyecan istedik. Bu hamleyi bu yıl yapmasaydık, bir daha yapamayabilirdik” diyerek, Schalke 04’e transfer oldu. İki sezon geçirdiği kulüpte Almanya Kupası ve Almanya Süper Kupası kazandı. Ardından iki sezon Katar’ın Al Sadd kulübünde geçirdikten sonra, finali yapmak için soluğu ABD takımı New York Cosmos’da aldı. Ve Raul, geçtiğimiz ay 38 yaşında jübilesini yaparak futbola veda etti. Kariyeri boyuncu hiç Ballon d’Or kazanamadı belki ama İspanyol teknik direktör Pep Guardiola, bugün onun için “İspanya futbol tarihinin en önemli oyuncusu” diyor. Real Madrid’den, Owen’den Ronaldo’ya, Figo’dan Zidane’a kadar kariyeri tartışılmayacak bir sürü yıldız geçti. Hiçbiri onun gol rekorunu kıramadı. Ta ki Cristiano Ronaldo’ya kadar. Ronaldo ise rekoru kırdığı gün Raul’u arayıp, “Benim için 1 numara daima sensin” dedi.

Bugün 7 numaralı forma ile oynayan Cristiano Ronaldo, şu an Madrid tarihinin en çok gol atan oyuncusu konumunda. Belki daha çok gol atanı da izleyeceğiz. Ama taraftarların mor beyaz kulübe ismini verip, “Raul Madrid” diyecek kadar sahiplendiği futbolcu bir tek o oldu. Akıp giden zaman onun için sadece bir formalite. Bir gün mutlaka Madrid’e geri dönecek. Ve o gün tribünlerde 80 bin taraftar ve Kral yine onu alkışlıyor olacak. Kim bilir, belki o gün yine sahanın ortasına gelir ve tıpkı 2002 Şampiyonlar Ligi finalinde kupayı aldıktan sonra yaptığı gibi, nefis bir matador dansı ile tüm Madridli taraftarları coşturur. O zamana kadar, hoşça kal Madrid’in meleği Raul.

BENZER YAZILAR