Kadın olmak gibi bir süper güce sahipken neden her ay regl dönemini kilomuza kafayı takarak geçirelim ki! Her ayını mutlu geçirmek için yapabileceklerini keşfet.
Yazı: M. Pırıl Şenol Duru
Regl, adet, periyot… Adına ne denirse densin, tüm dünyadaki kadınların ortak yaşadığı, erkeklerin hiçbir zaman tam olarak anlayamadığı psikolojik ve fizyolojik olaylar silsilesi. Kimimiz için her ay, kimimiz için daha kısa ya da daha uzun süreli periyotlar hâlinde yaşanan bir hayat gerçeği: Menstrüasyon! Hani olsa dert, olmasa ayrı bir dert. Tüm yaşadığımız olumsuz şeyler yetmiyormuş gibi bir de kilo denetimine olumsuz etkileri olmuyor mu? Gerçekten insan çıldıracak gibi oluyor. Hayır kızlar, bunu hak etmiyoruz! Ve bunu kabul etmeyelim!
İşin kötüsü (28 günlük bir döngümüz olduğunu varsayarsak) aslında regl olduğumuz birinci gün, gelecek ayın yumurta hücresi oluşmaya başlıyor. Tam bitti derken aslında her şey yeniden başlıyor. Yani Cem Yılmaz esprisi gibi; bir hafta öncesi, bir hafta sonrası, bir hafta da regl derken, koca ayda geriye bir hafta kalıyor gerçekten. Öncelikle o tartıdaki artışlar neymiş, onu anlatayım.
Sonra da bu dönemi en konforlu şekilde geçirebilmen için birkaç tavsiyede bulunayım. Belki gelecek ay yeni yazımı okurken daha mutlu bir beş-yedi gün geçirmiş olursun.
Regl Dönemindeki Kilo Artışının 4 Nedeni
1 Hormonlar
Vücutta otonom sinir sistemi ve çok yakın arkadaşı olan hormonal sistem, sanılanın aksine sadece regl dönemindeki üç-beş gün değil, 28 gün yani iki adet kanaması boyunca iyi geçinir.
Dolayısıyla kadınlardaki bu 28 günlük periyottaki hormonal değişiklikler bağışıklık ve sinir sistemine, mide-bağırsak faaliyetlerine, psikolojik duygu durumuna, enerji düzeyine, cinsel hayata, içe veya dışa dönük olmaya, beslenme şekline ve dolayısıyla kilo denetimine etki eder. Peki, kim bunlar?
Başımızın Tacı Östrojen:
Östrojen hormonunun hızlı yükseldiği zamanlar bizim, döngüde iyi hissetmeye başladığımız zamandır. Regl döneminin birinci günü başlar, altı-yedi gün sürer. Bu süreçte baş tacımız olan bu hormon, en alttan en yükseğe kadar artışa geçer. Göğüslerde hassasiyet azalır, ödem gitmeye başlar ve kendimizi daha iyi hissederiz. Reglin sekizinci günü başlayan ve yaklaşık 14. gün sona eren ovulasyon döneminde östrojen iyice artar ve en üst seviyesine ulaşır. Bununla birlikte erkeklik hormonu testosteron da artar. Ancak kadınlardaki testosteron düzeyi erkeklerin yüzde beşi kadardır. Sıkıntı yok. İşte bu sekiz-14 gün, kilo denetiminin en kolay olduğu, psikolojik olarak çok iyi hissettiğimiz bir zaman dilimi. Önemli kararları da, daha konforlu kilo vermeyi de bu dönemde daha iyi başarıyoruz.
Annelerin Favorisi Progesteron:
Evrimsel olarak, doğurganlığımız olduğu için vücudumuz hamile kalırız diye progesteronu ateşliyor. Bu hormonun görevi, cinsel ilişki sonucu döllenme olursa, rahmini ve cinsel organlarını gebeliğe hazırlamak. Gebelik gerçekleşirse progesteron düzeyi artar, gerçekleşmezse düşer. “İyi de ben gebe kalmayacağım, neden ben?” diyorsun, anlıyorum. Fakat kadın olmak bunu gerektiriyor. Maalesef progesteron, enerji seviyeni biraz düşürüyor. Psikolojik olarak biraz daha aşağıda hissettiğin için yeme eğilimlerin de nasibini alıyor. Bağışıklık sistemin biraz baskılanıyor, hastalanma riskin de artıyor. Yumurtlamada olduğun için ateşin yarım derece kadar yükseliyor. Bu dönemde yavaş yavaş göğüslerde hassasiyet ve ödem başlıyor. Hemen arkasındaki PMS dediğimiz dönemde ortam iyice ısınıyor. Sindirim hassasiyetleri, şişkinlikler ve iyice düşmüş östrojen ile patlamaya hazır bir bomba olarak bu dönemi geçiriyoruz.
Ne Yapmalısın? Öncelikle düzenli bir menstrüasyon döngün varsa, bunun için şükretmelisin. Polikistik over ya da çok düşük / yüksek yağ oranından kaynaklanan regl düzensizlikleri, doğum kontrol hapına rağmen tam anlamıyla düzenli olmayan döngüler, inan daha can sıkıcı. Tabii bu durumda olsak bile çaresiz değiliz. Beslenmemize biraz dikkat etmek, bu durumun geçici olduğunu hatırlamak ve en kıymetli şeyin sağlık olduğunu bilmek gerekiyor. Üç aydan daha uzun süre regl olmadıysan mutlaka bir hekime görün. Regl dönemlerin çok sancılı geçiyorsa, 40-45 günden daha uzun süren periyotların varsa, yine bir doktora görünmende yarar var. “Neden olmuyorum? Ne zaman olacağım?” stresi inan durumu daha da kötüye çeviriyor.
2- Egzersizi Pas Geçmek
Bu dönemde kolunu kaldıramayacak kadar ağrın ya da hâlsizliğin varsa, fiziksel aktivitelerde yaktığın kadar kalori yakamıyorsun. Şişkinliğin büyük ölçekte sorumlusu da bu. Ve ne yazık ki, aynı oranda ya da biraz daha fazla yediğinde -o ödemin ve şişkinliğin üstüne- ek olarak fazla yediğimiz için kilo denetimimiz şaşıyor.
Ne yapmalısın? Ağrın izin verdiği müddetçe yürüyüş yapabilirsin. Normalde daha ağır egzersizler yapıyorsan, iyi hissedeceğin en uygun egzersizi planlayabilirsin. Dolaşım sisteminin daha rahat çalışmasını sağlayan kardiyo egzersizleri, yoga ve pilates gibi lenf yollarını rahatlatacak bol esnemeli egzersizler de seni iyi hissettirebilir. Egzersiz seviyene göre, biraz daha iyi hissedebileceğin bir aktiviteyi de elinden geldiğince yapmaya çalış. Psikolojik olarak da bunu yapmak seni iyi hissettirecektir.
3- Tatlı Yeme İsteği
Tam olarak nedeni bilinmese de genelde magnezyum eksikliği ile ilişkilendiren çikolata atakları, aslında bu dönemde iyi beslenmemizi bozan tek şey değil. Genelde bu dönemde daha tuzlu ve yağlı gıdalara eğilim artıyor. Besin içeriği iyi olmayan, koruyucu içeren besinler ödemimize ödem katıyor.
Ne Yapmalısın?
Bu dönemde kendine kredi verip, uzun zamandır canının çok çektiği bir besini yiyebilirsin. Önemli olan her dönemde olduğu gibi “battı balık yan gider” dememek. Erişkin kadınlar olarak, kendimizi kandırmamamız gerekiyor. Bol su içmek, tuzu azaltmak, yeşil çay ya da diğer bitki çaylarını içmek, kafeinli içeceklere biraz sınırlama getirmek, çok özel bir gün değilse fazlaca alkol almamak iyi çözümler. İşlenmiş, içeriğini bilmediğin paketli gıdalara -en azından bu hafta- bir ara ver. Eğer kilo verme sürecindeysen; ödem ya da şişkinliğin bazı kadınlarda yumurtlama döneminde, bazılarında ise regl döneminde daha fazla olduğunu bil. Bu yüzden kendini hemcinslerinle kıyaslama.
4- Bitmeyen Yeme Atakları
Yine hormonların yarattığı bir durum. Kimi kadınların sindirim sistemlerinin çok iyi çalıştığını, kimisinde ise kabızlık sorunu olduğunu biliyoruz.
Ne Yapmalısın?
Lifli besinlerden zengin beslen. Fakat yine bazı kadınlarda, çiğ sebze ve meyve bu dönemde daha çok gaz yapabiliyor. Eğer öyleyse, sebze ve meyveyi pişmiş şekilde yiyebilirsin. Bol su içmek, biraz hareket etmek ve probiyotik kullanmak akıllıca olabilir. Stres, sindirimi sistemi üzerinde de etkisi olan, baş düşmanımız. Özellikle doğum kontrol hapı kullanan ve bir tedavi sürecinde olan bireylerde, bu durum daha sıkıntılı. “Neden regl olmuyorum?” diye kara kara düşündüğündei stres hormonları maalesef sadece regl düzenini değil, sindirim faaliyetlerini de olumsuz etkiliyor.