Hiç yol maratonu (42K) koştun mu?
İlk maratonumu Antalya’da büyük oğlum Atlas’ı arabasında iterek koştum. 4 saat 42 dk sürdü. Maraton koşmayı pek sevmiyorum. Uzun mesafe için ağır ve hantal olduğumu düşünüyorum. Ama yıllar içinde vücudumu koşu için bir forma soktum. Asfaltta da, çölde de, arazide de maraton ve üstü mesafeler koştum. Ama genelde Ironman yarışlarına hazırlanırken koşmayı tercih ediyorum. Yani hedef yarış olarak değil de, antrenman amaçlı. Mesela bu yıl 138 nabız ortalama ile Antalya’da 3:40 koştum. “Cross training yap!” Artık koşuculara sakatlanmamaları için söylenen en büyük slogan.
Senin bu konudaki önerilerin neler?
Olmazsa olmaz. Özellikle hazırlık dönemlerinde çokça yapılması gereken bir modeldir. Cross training çalışan bir koşucu, engebeli arazide koşacağından ayak altı reseptörleri, sinirler aracılığı ile iletişim sistemi, beyin ile koordineli ve bir o kadar da hızlı çalışmayı öğrenir. Bu sayede bilek diz dönmelerinin önüne geçeriz. Özellikle eklemlerdeki bağlar ve ligamanlar güçlenir. Yine inişli çıkışı arazide koşarken kalbimiz çeşitli BPM’lerde atar. Bazen düşük, bazen yüksek. Bu da doğal bir interval çalışması olur. Bu sayede eşik nabzımız yükselir. Devamlı pistte koşan veya asfaltta koşan koşucular için cross çalışması değişik gelir. İnişli çıkışlı arazi, orman veya dağ koşulları, dereler, taşlar, uçan kuşlar derken zaman hızla geçer. Antrenman daha zevkli hale gelir. Zaten koşmaktaki amacımız da zevk almak değil mi?