Zayıflama Manifestosu

İlk gün, saat 06.00’da, hava henüz aydınlanmamışken, Pennington’un müdürü Dr. Will Cefalu ile araştırma kampüsü civarında koştum. Dr. Cefalu kısa boylu, tatlı dilli ve daha 36 saat önce Pennington’ın ilk 5K koşusunu tamamlamış bir diyabet uzmanı. Obezitenin aralarında diyabet, yüksek tansiyon ve kalp hastalıkları olan pek çok metabolik hastalığın temel nedeni olduğunu ve bu yüzden hiçbirimizin bu sorunu görmezden gelemeyeceğini söyledi.

Hızlı bir duş ve kahvaltıdan sonra, gergin bir şekilde ilk mülakatıma hazırlandım. Son beş yıldır, kendisiyle hiç tanışmadığım halde Prof. Dr. Eric Ravussin’i “bir numaralı halk düşmanı” ilan etmiştim. Kendisi bir metabolizma uzmanıydı ve 2009 yılında Time dergisine verdiği demeçte şunları söylemişti:
“Genel olarak zayıflamak için egzersiz yapmak faydasızdır.”

Ravussin bu düşüncesinde yalnız değildi. Obezite uzmanları arasında neredeyse genel kabul görmüş bir görüş vardı: Egzersiz kilo vermede pek etkili değil. İçten içe Ravussin’in astımlı ve bir piyano kadar geniş bir adam olmasını diledim. Ama öyle değildi. Gözleri ışıl ışıl, 64 yaşında dinç bir adamdı. Fakat o gün bana doğru aksayarak geldiğini gördüm. Daha birbirimizi bile selamlamadan hemen açıklamaya girişip, cumartesi günkü 5K koşusunun üçüncü kilometresinde baldır kasının incindiğini ve bırakmak zorunda kaldığını söyledi.

Hmm, anlaşılan onun “kötü adam”lığını gözden geçirmem gerekecekti. Sakat bir koşucu mu? Kulağıma çok hoş geldi. Çok geçmeden Ravussin, bana İsviçre’deki kayak maceralarını anlatmaya başladı. Gördüm ki Ravussin aslında koşu ve egzersiz meraklısı biriymiş. Bana egzersizin metabolizma sağlığını korumak ve kiloyu kontrol altında tutmak için ideal olduğunu söyledi.

Öte yandan Time’a verdiği demeçte hâlâ ısrarlıydı. Egzersizin kilo vermede etkili olmadığını, kalori yakmanın asıl etkili yolunun diyet olduğunu söylüyordu.

Bu gerçek, popüler bir YouTube videosunda da gösteriliyor. Adamın biri koşu bandında koşarken, arkadaşı pizza dilimlerini mideye indiriyor. İkisi de yüksek sesle kalorileri sayıyorlar. Koşucu nefes nefese “İşte beş kalori yandı” diyor. Az sonra “10 kalori daha yandı” diyor. Bu zaman zarfında arkadaşı da yediği her dilimden sonra “Bu 100 kalori, bu 200 kalori, bu 300 kalori” diye saymaya devam ediyor.

Videoda söylenen şey bir noktada doğru: Kalorileri yaktığımızdan çok daha hızlı tüketiyoruz. Ama diyet de işe yaramıyor; diyetlerin başarısızlık oranı yüzde 80-90 civarında. Bunun nedeni insanların diyetle kilo verememesi değil, diyete sadık kalmayı başaramamaları. Araştırmacıların hep dediği gibi, herkes
kilo verebilir ama çok azı bu kiloları tekrar almamayı başarabilir.

Tamam, egzersiz işe yaramıyor. Diyet hiç yaramıyor. O zaman ne yapacağız? Sıkı durun, yanıt veriyoruz: enerji akışı. Sırrı ise daha fazla hareket etmek (biz ona koşmak diyelim.)

BENZER YAZILAR